Her kıştan sonra gelen bahar gibi, her geceden sonra gelen sabah gibi ve her zorlukla gelen kolaylık gibidir Ramazan Ayı. Çok şükür Rabbimize ki bizlere bir kez daha bu mübarek aya ulaşmayı nasip etti.
Hoş geldin Ya Şehr-i Ramazan!
Hoş geldin Ya Şehr-i Kur’an!
Hoş geldin Ya Şehr-i Gufran!
Bu yıl, sanki her zamankinden daha fazla özledik seni. Sanki her zamankinden daha fazla ihtiyacımız vardı sana.
İslam Âlemi Rasulullah’ın (s.a.v.) nübüvvetinden bu yana ikinci Hüzün Yılı’nı yaşıyorken bir müjde gibi geldin. Bunca zamandır yüreğimiz Gazze’nin acısı ile kavruluyorken, kıtlık sonrası yağmur misali hepimizin yarasına merhem gibi geldin.
Ey başı rahmet ortası mağfiret ve sonu Cehennem azabından kurtuluş olan Ramazan; sahur ve iftarlarınla, mukabele ve teravihlerinle, fitre, zekât ve sadakalarınla evlerimize hoş geldin, safalar getirdin.
Her ne kadar bu yıl da seni başkenti Kudüs olan özgür bir Filistin ile karşılayamamış olsak da, seni Rahman’ın dinine akın akın giren yeni Müslüman kardeşlerimizle karşılıyoruz. Bir sonraki yıl ise, özgür Kudüs ve özgür Gazze’nin olduğu bir dünyada seni karşılamayı nasip etsin Rabbimiz.
Evet, Yüce Rabbimiz bizlere merhamet edip bir kez daha Ramazan’a ulaştırdıysa bunun kadr-u kıymetini bilmeli ve elimizden gelenin en iyisini yapabilmek için çabalamalıyız. Sadece bireysel olarak değil toplumsal olarak kendimize bir çeki düzen vermeliyiz.
Ramazan, sadece yeme ve içmeye değil, hayatımızda yer edinen her türlü yanlışa da bir son vermek olmalı. Nasıl ki yemek yemeyerek nefsimizi terbiye ediyorsak aynı şekilde günahlardan uzak durarak da nefsimizi terbiye etmeliyiz. En azından şeytanların zincire vurulduğu bu ayda hayatımızdaki bir yanlışımızı terk etmeliyiz.
Sadece kendimizi değil anne babalarımızı, kardeşlerimizi, arkadaşlarımızı kısacası çevremizde olan herkesi de kurtuluşa çağırmalıyız.
Unutmayalım ki “Hayra vesile olan hayrı yapan gibidir” buyuruyor Rasulullah Efendimiz. Gayret bizden hidayet Allah’tandır. Yeter ki biz üzerimize düşeni layığıyla yerine getirelim. Olur ki Rabbimiz, bu mübarek ayın hatırına bir insanı, bizi vesile kılarak hidayete erdirir. Tıpkı Gazze’nin direnişle yazdığı destan vesilesiyle binlerce insanın uykudan uyanıp hidayet bulduğu gibi.
Her iyilik ve ibadetin sevabının bire bin verildiği bu ayın hatırına Yüce Rabbimizden dileğimiz odur ki bizleri diz çöküp tövbe ettiğimiz kapısından geri çevirmesin.
Ey merhametlilerin en Merhametlisi! Ne senden başka gidecek mabudumuz var ne de bağışlayanımız. Sen bu mübarek ayda rahmetini İslam Âlemi’nden esirgeme.
Ya Rabbi! Kör olmuş gözlerimizi ve sağır olmuş kulaklarımızı aç. Sen ki Yusuf’un (a.s.) gömleğiyle Yakup’un (a.s.) gözlerine şifa verensin.
Allah’ım! Bu mübarek ay hürmetine, Müslümanları gaflet uykusundan uyandır, ayaklarına vurulan prangaları kır ve başlarına imanlı, kararlı ve cesaretli liderler getir. Âmin.
Ramazan-ı şerifimiz mübarek olsun ve layığıyla istifade etmemiz temennisiyle…