Allah’ın varlığı ve birliği tüm delilleriyle ortadayken, insanın doğması ve ne zaman öleceği kendi elinde değilken, insana bahşedilen akıl sayesinde iyiyi ve kötüyü, helali ve haramı birbirinden ayırt etme yetisi verilmişken; bir de Kelâmullah ve Peygamber Efendimizin sünneti bize ulaştırılmışsa, yolumuzu şaşırmamamız açısından son derece önemli bir nimet sunulmuş ve sorumluluk hanemize yüklenmiş demektir.
Dünyevi anlamda insan bir suç işlese ve polis ona "teslim ol" dese, çaresiz teslim olur ya da kaçarak her gün o korkuyla yaşar. Pişman bile olsa affı yoktur; yakalansa, mahkeme onun cezasını belirler ve hapis yolunu tutar.
Ancak insan Allah’a karşı bir suç işlese, yani bir günah işlese, harama bulaşsa ve derin bir pişmanlık ile Allah’a teslim olsa, Allah’ı affedici bulur.
“Hepiniz Allah’a tövbe edin, ey mü’minler! Belki böylece korktuğunuzdan kurtulur, umduğunuzu elde edebilirsiniz.” (Nur Suresi, 24:31)
“Kulunun tövbe etmesinden dolayı Allah Teâlâ’nın duyduğu memnuniyet, sizden birinin ıssız çölde kaybettiği devesini bulduğu zamanki sevincinden çok daha fazladır.” (Buhârî, Daavât 4; Müslim, Tevbe 1, 7, 8)
Şimdi teslimiyet ile ilgili ayetlere bakalım:
“Hiçbir şey hakkında: ‘Ben yarın mutlaka şu işi yapacağım’ deme. Ancak: ‘İnşallah; Allah izin verirse yapacağım’ de.” (Kehf Suresi, 18:23-24)
“De ki: ‘Şüphesiz benim namazım, bütün ibadetlerim, hayatım ve ölümüm, âlemlerin Rabbi Allah içindir.’” (En’âm Suresi, 6:162)
“Onlar ki, kendilerine bir musibet dokunduğu zaman: ‘Bizim bütün varlığımız Allah’ındır ve biz ancak O’na dönüyoruz’ derler.” (Bakara Suresi, 2:156)
Peygamber Efendimize uyma noktasındaki ayet ise şöyledir:
“Hayır, Rabbine andolsun ki onlar, aralarında çıkan anlaşmazlıklarda seni hakem tayin ederek verdiğin hükmü içlerinde hiçbir sıkıntı duymadan kabul edip teslim olmadıkları müddetçe tam mü’min olamazlar.” (Nisâ Suresi, 4:65)
Peygamber Efendimiz, Allah’ın yoluna davetçi olduğu için ona itaat etmek gerekli ve önemlidir.
Teslimiyet kulun Allah’a güvenmesi ve O’na itaat etmesidir.
Teslimiyet kulun Rabbinin emirlerini yerine getirmesi ve yasaklarından sakınmasıdır; hatta hiç yapmamasıdır.
Teslimiyet kulun Rabbine yönelmesi, O’ndan istemesi ve O’nu yüceltmesidir.
Teslimiyet O’nu her daim hatırlamaktır.
Allah’ı daima hatırlamak, O’na dua etmek ve O’na teslim olmak gerekir. Nitekim Bakara Suresi’nde şöyle buyrulmaktadır:
“Siz beni anın ki ben de sizi anayım.” (Bakara Suresi, 2:152)
Bizi silkeleyen bir diğer uyarı ayeti ise şöyledir:
“Allah’ı unutan ve bu yüzden Allah’ın da kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. İşte onlar gerçekten yoldan çıkmış kimselerdir.” (Haşr Suresi, 59:19)
Teslimiyet, şeksiz şüphesiz Allah’a iman etmek ve imanın gereğini yerine getirmektir.
Teslimiyet, İslam ve selam kelimeleri aynı kökten gelir.
Yani selamet içinde olma, güven içinde olma, Allah’ın korumasında olma anlamına gelir.
Müslümanlara has bir şeydir selam vermek. Zira "Selâmün Aleyküm" demek aslında “Korkma! Benden sana zarar gelmez.” demektir. Hatta dahası: “Allah seni korusun, selamet versin.” anlamını taşır. Ancak, bu anlamı idrak etmeden verilen selam, sanki sıradan bir davranış gibi algılanır. Oysaki "Esselâmü Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatühü" denildiğinde “Allah’ın selameti, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun” diye dua edilmiş olur.
Allah’a güvenen güvendedir.
Bu bilinçle hareket etmek gerekir.
Doğruyu arayıp bulmak gerekmiyor; hakikat bize sunulmuş ve uyarılar yapılmıştır.
Hakem belli, hüküm belli, ilâç belli!
Zaten Kur’an ve sünnete tâbi olup hayatımıza tatbik etmemiz gerekiyor.
Aksi takdirde sonuç hüsran ve iflas olacaktır.
Allah kimseye zulmetmez.
Biz müstahak olmazsak, Allah bela da vermez.
Kimsenin kimseden üstünlüğü yoktur; üstünlük ancak takva iledir.
“Şüphesiz, Allah katında en üstün olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır.” (Hucurât Suresi, 49:13)
Hayat kitabımız Kur’an-ı Kerîm ve Resulullah Efendimizin sünneti bize yetmez mi?
Teslim olmaktan başka çare yoktur, olamaz da!
Hz. İbrahim ile ilgili olarak Kur’an-ı Kerîm’de şöyle buyrulmuştur:
“Rabbi ona ‘Teslim ol’ dediğinde, ‘Âlemlerin Rabbine teslim oldum’ demişti.” (Bakara Suresi, 2:131)
Allah yolunda temsil için teslim olmak kaçınılmaz bir gerekliliktir.
Zira iman, teslimiyeti gerektirir.
Selam ve dua ile…
Elinize sağlık güzel yazmışsınız