Hepimizce bilinmektedir ki Afganistan son yirmi yıldır demokrasi getirme bahanesiyle ABD'nin işgali altındaydı. Ama demokrasi vadedenler geride sadece yarın kalan hayatlar bıraktı.
Bunlardan biride Afganistan'ın Kunduz kentinde yaşayan bir çocuk. Adı İbrahim, 12 yaşında, annesi ve üç kardeşiyle tek odalı bir evde yaşıyor. İbrahim'in babası Kunduz'daki Sınır Tanımayan Doktorlar Hastanesi'nde sağlık personeliymiş.
Ancak hastaneye ABD'nin savaş uçaklarıyla bir hava saldırısı düzenlenmiş. O saldırıda kırk altı masum insanla birlikte İbrahim'in babasıda hayatını kaybetmiş. Yapılan saldırının bahanesi ise korkunç: "İşgalcilerin toplantı alanına 400 metre uzak olan hastane koordinat karışıklığı sebebi ile yanlışlıkla vurulmuştur."
Bundan daha korkutucu olan ise bu saldırının savaş suçu sayılmamasıdır. Afganistan'da buna benzer hatta bundan daha tirajik binlerce olay yaşanmıştır. Çünkü ABD'nin hayatını mahfettiği insanların haddi hesabı yok. Yirmi yıllık işgal boyunca yaklaşık 250 bin insanı katletti. Ayrıca 2.5 milyon insanın da ülkeyi terk etmesine sebep oldu.
Bu süre zarfında ABD'de tam dört başkan değişti. Ama hiçbiri kendisinden önce gelenin yaptığı vahşetleri hafifletmedi. Bilakis zulüm, baskı ve şiddeti daha da arttırdı. Yaşanan bunca olaya biz müslümanlar çıkan haber sonrası: "Vah vah! Yazık olmuş." demekle yetindik.
Halbuki sessiz kalmamalı hatta ayaklanıp o zalimlere karşı bir şeyler yapmalıydık. Bugün dünyada da buna benzer birçok olay yaşanıyor. Filistin'de, Yemen'de, Arakan'da, Suriye'de ve daha nice ülkede...
Gerçek şu ki düşmanın asıl hedefi İslamı ortadan kaldırmak; bununla birlikte hammade arayışı, yeraltı zenginlikleri, petrol, altın vs. Amaçları müslümanları parçalayıp, sonrasında sırayla yok etmek. Ki şu anda İslam alemi'nin bulunduğu duruma bakacak olursak işlerinde ne kadar mahir olduklarını net bir şekilde görebiliriz. Ama bu böyle devam edemez, etmemeli.
Zararın neresinden dönülse kardır. Bir an önce kendimize gelmeli ve toparlanmalıyız. Bugüne kadar yaptıkları zulümlerin bedellerini ödetemeyiz belki, ama yek vücut olursak bundan sonra yapacaklarına engel olabiliriz. Bunun da tek yolu vardır.
O da Kur-an ve Sünnet ışığında hareket etmek. Eğer Rabbimiz'in emirlerini dinler, gerekliliklerini eksiksiz bir şekilde yerine getirirsek müslümanların tekrardan bir ve diri olması kaçınılmazdır.
Allah'tan dileğim bu rüyamızın en yakın zamanda gerçek olmasıdır. Rabbim İslam Alemi'nin uyanışını, tek yumruk olup düşmanı bozguna uğrattığını görmeyi bizlere de nasip etsin inşallah. Mü'minlerin uyanışına vesile olması temennisiyle.