Yine bir sevinç ve yine bir coşku…
Yine sevda ve yine bizi asr-ı saadete götürecek olan bir mutluluk.
Ve yine 20 Nisan o kutlu tarih.
Sanki 1454 yıl önce doğmamışta şimdi doğuyor Âlemlere Rahmet Nebi.
Sanki çiçekler bahar geldiğinden değil de Rasulullah’ı karşılamak için açıyorlar.
Sanki gökyüzü onun doğumu sebebiyle mutluluk gözyaşlarını döküyor yeryüzüne.
Sanki doğa onun doğumunu kutlamak için canlanıyor.
Hoş geldin Ya Nebi.
Hoş geldin dertlerin dermanı, yaraların merhemi.
Hoş geldin mazlumların sığınağı, zalimlerin kâbusu.
Hoş geldin adalet timsali, direniş rehberi.
Ne mutlu bizlere ki bu yıl da kutlu doğumunu yâd etmek nasib oldu Ya Rasulallah. Bir kez daha sevdan filizlendi yüreklerimizde. Bir yanımız yokluğunun acısıyla kavrulurken bir yanımızı heyecan aldı. Yeniden doğacaksın ve tüm sıkıntılarımıza derman olacaksın sanki. Sana, rehberliğine o kadar çok ihtiyacımız var ki. Dağılmış, paramparça olmuş, kan ağlayan ümmetinin sana o kadar çok ihtiyacı var ki. Ey Kuran’ın ve merhametin vücut bulmuş hali, mahşerde şefaatini bizlerden esirgeme.
Evet, Nisan ayı münasebetiyle Muhammedi sevda meydanları doldurmaya başladı. Her yıl Peygamber Sevdalıları öncülüğünde düzenlenen Mevlid-i Nebi etkinlikleri bu yıl ”Direniş Önderi Hz. Muhammed” temasıyla düzenleniyor. Bu yıl ilki Şırnak’ın Cizre ilçesinde yapılan etkinlikte Peygamber Sevdalıları’nın Mevlid-i Nebi mesajı okundu. Sekiz alt başlıktan oluşan mesaj Filistin, Gazze ve Suriye konuları başta olmak üzere birçok noktaya değinerekten hazırlanılmıştı. Her ne kadar tamamına yer veremesekte hiç olmazsa bir kısmını incelemekte fayda var.
“Direniş; Kutlu ve Yakın Zaferlerin Müjdesidir: Direniş Önderi Hz. Muhammed’dir. (sav)
Direniş Önderi Hz. Muhammed’in (sav), Müslümanları korumadaki yaklaşımı ve zalimlerle mücadele hususundaki kararlılığı; izzet ve şeref sahibi her Müslümanın kuşanması gereken esaslı bir düsturdur.
Kudsiyet; Hak ve Batılın Ayrım Nişanesidir: Hakikatin Şahidi Hz. Muhammed’dir. (sav)
Şiddetli fitnelerin, Müslüman zihinleri bulanıklaştırdığı bu zorlu çağımızda; ihtiyaç duyduğumuz fecr–i sadık, Filistinli mücahitlerin haklı mücadelesinde gün gibi parıldamaktadır. HAMAS, İslami Cihad, Gazze halkı ve Mescid–i Aksa murabıtlarının direnişi; bir asırdan fazladır uyutulmaya çalışılan Ümmetin şerefli evlatlarını artık uyandırmıştır. Uyananlar sadece Müslümanlar değil; emperyalist devletlerin kendi halklarından vicdan sahibi tüm insanlardır.
Şehadet; Adanmışlığın ve Arınmışlığın Ulvi Neticesidir: Cesaret Öncüsü Hz. Muhammed’dir. (sav)
Şehadet, adanmış ömürlerin hak edilmiş neticesidir. Şehitler, haklı mücadelenin yol levhalarıdır. Aksa Tufanı şehitlerinden İsmail Heniyye, Yahya Sinvar, Muhammed Daif ve dahi tüm şehitler, ümmetin iftiharıdır.
Vahdet; Ortak Yönlerin Güçlü Bir Vurgusudur: Müslümanların Lideri Hz. Muhammed’dir. (sav)
Aksa tufanı ve son gelişmeler, İslam dünyasının ne denli ayrılık içinde olduğunu, başlarına emperyalistler tarafından atanmış liderlerin şahsi menfaatlerini gözeterek zilleti izzete tercih ettiklerini gözler önüne sermiştir. Emperyalist güçler, Müslüman coğrafyaların başına musallat ettikleri sözde liderler eliyle kavmiyetçilik ve mezhepçilik gibi hastalıkları derinleştirirken, bunun neticesinde hâsıl olan ihtilaf ve kardeş kavgasından istifade etmektedirler. Bu sözde liderlerin, Müslüman halkların problemlerine lakayt davranışları ve umursamaz tutumları artık kabul edilemez bir hâl almıştır. Müslüman halklar, mazlum coğrafyalarımızın muhafazası için mücadele eden, gerçek manada sorumluluk taşıyan ve bu hususta güçlü bir irade ortaya koyan yapı ve liderlerin etrafında kenetlenmelidirler.”
Duyarlı Müslümanların duygularına tercüman olan bu mesajdan dolayı Peygamber Sevdalılarına teşekkür eder, tüm kardeşlerimizi yapılacak Mevlidi Nebi etkinliklerine katılmaya davet ediyorum.