Dehhak u firevunê rüyê erdê gotın(Yerdeki dehhak ve firavunlar dediki); Afganistan terör örgütü El Kaide’yi destekliyor.
Şöyle buyurdu Pentagon; Bu örgütler hepimiz için çok tehlikeli. Onları ortadan kaldıralım, yiyip, bitirelim.
Ve eninde sonunda Afganistan’ı perişan ettiler.
ABD efendileri buyurdular! Siz de bizden yana olmalısınız. Eğer bizden yana olmazsanız demek ki onlardan yanasınız. O zaman ben onun işini bitirdikten sonra, sizin de işinize bakarım.
Irak, zaten ondaki terörden beterdi. Orada kitle imha silahları vardı Tanrı korusun! Bir patlatsaydı bütün insanlar kitleler halinde ölecekti. Biz hemen müdahale ettik!
İnsanların kitleler halinde ölmeleri bir kayıp değil mi?
Sonra biz, bazı silahlarımızı nerede ve nasıl deneyecektik?
Askerlerimize insanları, çocukları, yaşlıları ve kimsesiz kadınları teker teker veya gruplar halinde öldürme eğitimini kimler üzerinde deneyerek öğretecektik?
Hemen bundan kurtulmanız (yani kurtulmamız!) lazım. Rejimi tehlikeli, reisleri diktatör, demokrasi kültürü yerleşmemiş devletlerden kurtulmamız lazım.
Hem bakın Gazze’de 2 milyondan fazla terörist yaşıyor onların da kökünü kurutmamız lazım.
Doğalgaz kaynakları iştahımızı kabartıyor Hemen çullanalım!
Kısacası oradaki olay büyük.
Hemen bu büyük olayı çözmemiz lazım.
Gazze’de birkaç yüz bin masum kişi, çoluk, çocuk falan ölecek. Önemli mi? Bu kadar büyük bir olay karşısında böyle küçük(!) çocuklar gibi şeyleri düşünenler dünya barışının önemini kavramamış zavallılardır!
Ya İran! Ya Suriye! Bunlar zaten şer eksenindeki tehlikenin iki ayağı. Bunların tehlikesini anlatmak bile abes. Şer dedik ya! Şer demek tehlike demektir.
Evet barış ve demokrasiden yana olan canavarlar(aslanlar) böyle diyorlarsa, bize ne demek düşer ki!
ABD, yani: Amerika Büyük Devletlerimiz böyle diyorsa, demek ki böyledir(!)
Oyun için verilen tarih tamam, Aslanlar (canavarlar) iyice acıkmış durumdadırlar.
Saldır!
Hücum!
Vurun, bir baştan girin öbür baştan çıkın.
Öldürün!
Bebek demeden, çocuk demeden, kadın, ihtiyar demeden vurun.
Haydi barışın aslanları!
İnsani ara antlaşması yapalım.
Zaman kazanalım.
Plan program, ihanet üretelim!
Evet! Herkesin (bütün dünya devletlerinin düşecek leşlere iştahı kabarmış)
Öyle ki yanlarına yanaşamazsın.
Bir parça da ben alayım deyip yanlarına yanaşsan, vallahi seni paramparça ederler.
O kadar masarif edip, o kadar mesafe kat edip, denizler aşırı ülkelere gelip ve bunca ölme ve öldürme olayını boşuna gerçekleştirmemişler!
Haydi afiyet olsun (pardon gazanız mübarek olsun!)
Dehhaklar ve firavunlar şöyle der gibiler;
Zahmet edip buralara kadar gelmişken etrafımızı iyi kontrol edelim.
İleride bizim için tehlike oluşturacak sebepleri bulup, ortadan kaldırmamız lazımdır.
Ve de aradan günler geçmişken ola ki, bazı inekler(!) sarı öküz yavruları doğurmuş olabilirler. Onları da bulup, temizlememiz lazım. Yoksa sonra başımıza iş çıkarırlar.
-Vay canına! Şurada da neler oluyor! Haydi aslanlar(şahinler) hedef T.C.
-Niye? Ne olmuş orada? Barışımıza engel bir durum mu peydahlandı yoksa?
-Evet. Türkiye’nin çok iç sorunu var.
Baksanıza orada kart-kurt (pardon Kürt) sorunu, Kıbrıs sorunu, Ermeni sorunu vesaireler var.
Daha neler neler!
Demek ki, bu Türkiye de sorunlar yumağı bir ülke imiş. Hemen bu ülke insanını, etnik grupları ve bazı bölgeleri himayemize alıp kurtarmamız lazım.
-Haydi, hücum: Türkiye’ye!
Bizden bazıları hemen müdahale edecek oluyorlar. Lakin yetkililer hemen beyanatlar veriyorlar:
Hoop, hoop! Size de ne oluyor? Çok ileri gidiyorsunuz!
Sayın ABD (Amerika Büyük Devletlerimiz) teşrif edip gelmişler. Buyursunlar!
Ne oluyor sana? Artık canımıza dokunuyorsun yav! Biz baştan bu yana anlaşmalı değil miyiz? (Yani müttefikiz) diyecek oluyoruz fakat!
Hemen Amerika büyük devletlerimizin şahin kanat yetkililerinden,
Bir ters bakış,
Bir sert kükreyiş,
Bir yırtıcı pençe ve …….
Bir bakmışsın ki inliyoruz, ve sindiriliyoruz. ABD’nın hazımsız midesinde.
Biz ki:
“Ben ezelden beridir, hür yaşadım, hür yaşarım,
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım.”
Diyen kahraman ecdadın evlat ve torunları imişiz!
Genç ve zinde bütün vatan evlatlarına bu şiiri beyinlerine kazarcasına ezberlemekteyiz.
O, orada asılı durdukça ve evlatlarımıza da onu ezberlettikçe hiçbir çılgın düşman bize zincir vuramaz. (!)
Böyle düşünebilirsiniz!
Ama gerçek şu ki, bunu düşünmeniz suç sayılabilir!...
En iyisi böyle bir şey düşünmeyiniz!
Onu da sizin yerinize büyükleriniz (Amerika Büyük Devletlerimiz) düşünsünler(!)
Bizi maceralara sürükleyecek içimizdeki bazı beyinsizleri(!) o büyüğümüzün(!) inayet ve yardımlarıyla derdest ederiz(!)
Bir kısmını memleket ıslahhanelerinde,
Diğer bir kısmını da topraklarımız dışında bir ücra yerde iskana uğurlayarak.
Diğer bir kısmını da büyüğümüz(!) ABD’nin yardımlarıyla şu güzide topraklarımızın altına alarak.
Evet sonuç:
Eyvah! Dıştan vurulduk. İçten de çökertildik. Bize yardım eden yok mu?
Ey uzak ve yakın bütün dostlarımız! Nerelerdesiniz? Sizleri yardıma çağırıyoruz!
İçte savunma gücünden düşürülmüş varlığımızı korumak ve kurtarmak için bize yardım edin!
Artık birlik ve beraberlik zamanıdır!
Artık düşmana karşı tek cephe olma zamanıdır!
Neredesiniz dostlar?!
Neredesiniz komşular?!
Neredesiniz Müslümanlar?!
Neredesiniz?
Yardımımıza gelin!
Gelin birlikte kendimizi bu canavar düşmana karşı savunalım.
Bir gün sizin de bize ihtiyacınız olabilir(!)
………….(uzunca bir sessizlik.)!!!!!!!
Hiçbir yerden cevap yok!..
Eyvah galiba bitiyoruz!
Bize yardım edin! Deyip bağırıp, çağırırken bir de bakmışız ki, durum sona gelinmiştir.
Heyhat! Sen sesini çıkarmadan seyrederken, senin anlaşmalı (müttefikin!) tarafından hepsi bir bir haklandılar.
Şimdi de sıra sende!..
Artık kurtulmaya çabalamak için çok geç.
Çünkü sarı öküz gittiği gün, sen de gitmişmişsin bay öküz! ( öküz oğlu öküz)…..
Sonuç: Onlar kazandılar.
Barış ve demokrasi getirdiler(!)
Sen ve senin gibi ö…ler kaybettiniz!
Artık anlaşma sağlanmış olup, demokrasi denen şey(!) gelmiştir.
Bütün insanlığı hayırlı uğurlu olsun(!)
Çünkü; artık muhalefet eden kalmadığı için bütün bu sorunlar da kendiliğinden ortadan kalkmıştır.
Sonuç:
Kimine göre barış,
Kimine göre ise sona varış (yok oluş) olmuştur.”
Merhum M. Akif’in dediği gibi;
Sen ben deyip,aradan vahdeti kaldır,
Millet için ölüm varsa işte o zamandır.