Şimdiden söylemiş olayım; Gazze’yi siyasete alet etmek hem ahlaki hem de insani değildir. Ama siyaseti Gazze’ye alet etmek gerektiği kanaatindeyim.
Malumunuz maalesef yetki sahibi olan kişiler Gazze konusunda istediğimiz adımı atmamakta direnmektedir.
O zaman toplu ve ferdi olarak elimizden ne geliyorsa Gazze hususunda yapmakla mükellefiz.
Gazze ile ilgili basın açıklamaları yapıldı, mitingler yapıldı, protestolar, yürüyüşler vs. yapıldı ve bunların hepsine katıldık destek verdik. Pasif bir direniş olarak bunların hepsi icra edildi. Safımızı mazlumdan yana belirledik. Belirlemeye devam edeceğiz.
İnsani yardımların her aşamasını yaptık ve yapmaya devam edeceğiz…
Siyonistlerin yaptığı soykırıma karşı çıkmak için dünyadaki bütün ehli vicdan sahibi insanlar sokaklara döküldü, caddeler kalabalıkları kaldıramaz oldu, özellikle Avrupa ve ABD’de farklı dinlere mensup olanlar dahi sokaklara çıktılar.
Soykırıma dayanamayan bir askerin kendini yakması gelinen aşamanın ne kadar vahim bir tablo olduğunu gösterir.
Yani demem o ki; dağlar, taşlar uyandı, gökteki kuşlar uyandı; ama başta İslam Ülkelerinin liderleri olmak üzere hiçbir yönetici uyanmadı, ya da işlerine gelmediği için uyuyormuş gibi yapmaya devam etti. Uyuyanı uyandırmak kolaydır ama uyuyormuş gibi yapanı uyandırmak zordur.
Madem hükümetler ve yöneticiler kulaklarını tıkadılar ve uyuyormuş gibi yapmaya devam ettiler ve ediyorlar. O zaman yöneticilere verecek bir cevabın da olması gerekmez mi?
Madem bütün mitinglerde ve yürüyüşlerde en yüksek seda ile siyonistler ile yapılan ticaretin kesilmesini talep ediliyor ve Hükümet de bu taleplere kulağını tıkadı.
Madem halkların taleplerine üç maymunu oynayama devam ettiniz…
Şimdi sıra halkta!
Halk taleplerine kör, sağır ve dilsiz kalanlara 31 Mart seçimlerinde cevap vermez mi?
Halkın hamasi sözlere karnı tok. Artık bu hamasi sözlerin miadı doldu.
Halk, İcraat istiyor…
Halk, Gazze’de yapılan soykırıma direk veya dolaylı ortak olmak istemiyor.
Halk, “Ey İsrail!” nidası yerine ticaretin kesmeni istiyor.
Yani bu halk, siz yöneticilerden yapamayacağınız bir şey istemiyor. Sizlerden savaşa girmenizi istemiyor. (Kanaatime göre gerekirse o da masada olmalı) Zira 7 Ekim, Gazze dışında hiçbir ülkenin özgür olmadığını gösterdi ve halkta bunu anladı.
Koskoca 57 sözde İslam Ülkeleri bir araya geliyorlar ama sonuç: “Şiddetli kınama” bir STK’nın yaptığından farksız.
İslam Ülkelerinin liderleri belki koltuklarını sağlama aldıklarını düşünüyorlar ama halkların gönlünde mahkûm olmuşlar.
Siyer Vakfı kurucusu olan Mehmet Emin Yıldırım hocamızın deyimi ile; ‘bir şey yapamadınız bari ticareti kesin’ diyoruz.
Zararın neresinden dönerseniz kârdır misali İstanbul’u kazanmak istiyorsanız siyonistlerle yapılan tüm ticareti kesin.
Çifte vatandaş olan içimizdeki siyonistleri soykırım suçundan yargılayın. Veya sınır dışı edin.
Açlıktan ölen Mazlum Gazzelilere yardımların acilen ulaşması için ne gerekiyorsa hemen yapın. İnsanlar haberlere bakamaz oldu. Çocuklarını sevemez hale geldi.
Aksi takdirde hem halkın hem de Hakk’ın tokadını yersiniz. Gazze’nin ateşi hepimizi yakacaktır.
Başta söylediğimi tekrar ediyorum:
Benim tercihimi Gazze belirleyecektir.
Selam ve Dua ile…