Yer-gök, dağlar- taşlar dile gelse şu ümmetin içerisinde olduğu duruma ağlayacaktır. Ama akıl sahibi olan insanlar sanki cansız kesilmişler. Adeta canlılar ile cansızlar yer değiştirmişler. Kimseden ses yok…
Neden söz konusu Müslüman kanı olunca dünya kör, sağır ve dilsiz kesilmekte?
Neden Müslümanların kanı bu kadar ucuz?
Eğer Filistin’de Gazze’de katledilen kadınlar, çocuklar ve masum insanlar Avrupa’nın herhangi bir yerinde olsaydı yine dünya bu kadar vurdumduymaz olur muydu…?
Katledilen çocuklar sarı saçlı ve mavi gözlü olsaydı bu ölüm sessizliği devam eder miydi?
21. yüzyılın dünyasında konforun ve bolluğun zirve yaptığı bir zamanda Gazze’de çocuklar açlıktan ölüyor…
Sınırın bir tarafında binlerce yardım tırları beklerken diğer tarafında hayvan yemi ile yaşam mücadelesi veren mazlum Gazze halkı…
Gazze’de kanın ne zaman duracağını kimse kestiremiyor. Adeta Gazze halkı siyonistlerin insafına terk edilmiş. Gazze ile ilgili son yayınlanan görüntüler ise insanı insanlığından utandırıyor. Bu vahşetten daha büyük bir vahşet olamaz dediğimiz ne var? Hepsi ve daha fazlası oldu. Dökülen mazlum Müslüman kanı olunca, evrensel insan haklarının en köklü prensipleri bile anlamını kaybediyor. siyonist terör şebekesi israil, Gazze’de İşlemediği suç kalmadı. Bunlara kim dur diyecek?
Batıdan mı medet umuyoruz? Batı, Müslüman ülkelerde kan, gözyaşı ve kaos ortamını oluşturma derdinde. İslam ülkelerinin arasına derin yaralar açmakla meşgul. İslam ülkelerinin dağınıklığı başta siyonistler olmak üzere batıya cesaret vermektedir. Bu sebeple batıdan medet umanlar en az onlar kadar Gazze’de işlenen cinayetlere ortaktırlar.
Batı dünyasının Gazze’deki seri katliamlara verdikleri destekler herkesin aklını başına getirmeli. Batıya güvenenler ve Batıdan medet umanlar bir kere daha düşünmeli, bu zamana kadar Batının İslam ülkelerine huzuru saadeti getirdiğini görenler var mı? Batı güya demokrasi adına milyonlarca Müslüman’ın kanını akıttı. Şehit Seyyid Kutup ’un dediği gibi; Batıdan ve ABD'den nefret ediyorum. En çok da onların vicdanına sığınanlardan nefret ediyorum"
ABD ve İngiltere’nin, siyonistlerin katliamlarına bu kadar aşikâr ve pervasızca destek vermesi ve onların yüzlerindeki sözde insan hakları maskesini düşürmektedir. İnsan hakları, hak ve hukuk tanımaz bir şekilde zıvanadan çıkmalarını nasıl izah edeceksiniz?
Hani sözde insan hakları vardı?
Hanı Batı Medeniyeti?
Batının, “medeniyet ve insan hakları” dedikleri bir put var. Acıktıklarında yerler, tok olduklarında da ona taparlar. Ve tüm insanlarında bu putlara tapmasını isterler.
Peki, ne yapmak lazım?
Oturup ağlamak, hayıflanmak ve Batı’ya serzenişte bulunmak ve medet ummak, kuzunun kurttan merhamet dilemesi gibidir.
Bu zillete, Müslüman ülkelerinin halkları, âlimleri, şeyhleri ve yöneticileri acilen çare bulması gerekir. Yoksa bu sessizlik hepimizi helaka götürecektir. Başta Gazze sorunu olmak üzere tüm İslam ülkelerindeki sorunların muhatapları yine Müslümanlar olmalıdır. Çözümü harici hiçbir yerde aramamak gerekir. Dolayısıyla Müslümanlar bir araya gelmeli kendi aralarındaki ihtilafları bir kenara bırakmaları elzem hale gelmiştir. Bu katliamların sebebinin İslam ümmetinin arasındaki ihtilaftan olduğunu idrak etmelidirler. Gün ihtilafları konuşma günü değil, gün birlik olma günü, gün Müslüman kardeşine sahip çıkma günüdür. Şahsi ve milli çıkarlar bir kenara bırakılmalıdır. Ümmetin menfaati ve birliği ön plana alınmalıdır. Aksi takdirde zamanla bölük pörçük olan İslam ümmetinin her karışı Gazze’ye dönüşecek ve adeta Müslümanlar siyonistlerin elinde kurbanlık koyun misali gibi sırasını bekleyecektir.
Allah rahmet etsin 64 yıl önce Üstad Bediüzzaman Müslümanlar arasındaki tefrikayı ehli delaletin kullanabileceğine işaret etmektedir: “Ey ehl-i hak olan Ehl-i Sünnet ve Cemaat! Ve ey Âl-i Beytin muhabbetini meslek ittihaz eden Alevîler! Çabuk bu mânâsız ve hakikatsiz, haksız, zararlı olan nizâı aranızdan kaldırınız. Yoksa şimdiki kuvvetli bir surette hükmeyleyen zındıka cereyanı, birinizi diğeri aleyhinde âlet edip, ezmesinde istimal edecek. Bunu mağlûp ettikten sonra, o âleti de kıracak. Siz ehl-i tevhid olduğunuzdan, uhuvveti ve ittihadı emreden yüzer esaslı rabıta-i kudsiye mâbeyninizde varken, iftirakı iktiza eden cüz'î meseleleri bırakmak elzemdir.(Lem’alar:4. Lem’a)”
Allah Teâla bu konu hakkında şöyle buyurmaktadır: “Allah’a ve Elçisi'ne itaat, edin birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da gücünüz gider. Sabredin (direnç gösterin)! Şüphesiz ki Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfal.46. ayet)
Geçmişte olduğu gibi mezhepçilik ve tarafgirliği bir tarafa bırakarak ümmetçi bir düşünceye dönülmesi gerekir. Aksi takdirde İslam Coğrafyasında özellikle Gazze’de akan kanlar ve işgaller son bulmaz.
SELAM VE DUA İLE