31 Mart belediye seçimleri yaklaşmakta olup sahalar ısınmaya başladı. Her parti eteğindeki taşları dökmeye başladı. İstisnaları saymasak açıklanmayan belediye başkan adayları kalmadı.
Tabii her seçim önemlidir. Ama belediye seçimleri özellikle halk nezdinde daha çok önemlidir. Zira attığı ve atacağı her adım direk halkı ilgilendiriyor ve halk etkileniyor. Emlak vergisinden altyapı hizmetlerine, cenaze defin işlemlerinden su faturalarına, mahallemizdeki parktan kapımızın önüne kadar günlük yaşantımızın her yerinde belediye ile temas söz konusudur.
Öyleyse şehrime nasıl bir başkan aramalıyım ki; halkın menfaatine olsun?
Halkın menfaatini öncülüyen, toplumcu, alt sınıfların çıkarı doğrultusunda hareket eden yani imar rantı yerine halkın çıkarını gözeten, alternatif pratiklerle kapitalimizin çarkına çomak sokmaya çalışan bir belediyecilik anlayışı taşıyan bir başkan adayı…
Toplumun dezavantajlı kesimlerinden olan; yaşlılardan engellilere, kadınlardan dar gelirlilere, belediyelerin hizmet ağı toplumun en kılcal damarına kadar elini uzatan bir başkan adayı…
Kamu yararını azami ölçüde gözeten, peyzaj düzenlemelerinin ötesinde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını teşvik eden, imar rantı yüksek olan yerleri halkın kullanımına açan, bünyesinde çalışan emekçilerin sendikal hak ve özgürlükleri konusunda duyarlı olan bir anlayışı benimseyen başkan adayı....
Yıllık bütçe planlaması ve stratejik hedeflerin belirlenmesi noktasında katılımcı ve şeffaf bir yönetim anlayışını benimseyen, hizmeti ile şehri ağ gibi ören, şehir istişare meclislerini kuran, yoksulluğu yönetmeye değil; yoksulluğu ortadan kaldırmaya talip olan bir başkan adayı…
Kapitalizmin çok boyutlu krizinin yarattığı tahribata karşı halkı koruyan ve insanın iyi kötü yaşadığı değil, üretken, sağlıklı ve mutlu yaşayacağı ve müreffeh bir hayatı vaad eden bir başkan adayı…
Şehrin sakinlerini “müşteri”, kamuya ait arazileri sermayeye 'yatırım alanı' olarak gören hâkim zihniyete karşı olan, yeşili, doğayı koruyan, kentte yaşayan Halkın toplumsal hafızasında iz bırakmayı hedefleyen, vizyon ve projeler sahibi bir belediye başkan adayı…
Gerçekten söylemleri ile eylemleri birbirini tutan, bugün söylediğini yarın inkâr etmeyen, sırf kazanmak için her türlü frıldakları çevirmeyen, omurgalı siyaset güden, emin, güvenilir, halka ve halkın değerlerine sahip çıkacak bir başkan…
Evet, bu ve buna benzer bir belediye başkan adayı varsa memleketimize ve şehrimize hayırlı olması namına desten verilmeli, omuz verilmeli, hatta onun için kapı kapı gezilerek kazanmasına yardımcı olunmalıdır. Aksi taktirde bir beş yıl daha emekler heba olacaktır. Kaybeden halkın kendisi olacaktır.
Şehirlerimizin maddi ve manevi imara ihtiyacı olduğu noktasında hepimiz hemfikiriz. Öyleyse seçeceğimiz kişi sadece şehrin imarına ağırlık verse ve neslin imarına da yönelmese, imar edeceği şehirleri ifsad edilen nesiller tarafında harab edilecektir.
Hatta ülkemizde öyle şehirler vardır ki; birçok yazar tarafından “sahipsiz şehir” başlığı altında yazılar yazılmıştır. Yine öyle şehirler vardır ki 14 milletvekili var ama hizmetin “H” si bile şehre dokundurmamış.
Mesela Peygamberler şehri olan Şanlıurfa hak ettiği hizmeti alabiyor mu?
Mevcut İktidar her seçimde yolların Medeniyeti temsil ettiğini adeta dillerine pelesenk ettiği bir dönemde dahi Suruç-Urfa yolu halk dilinde hala “Ölüm Yolu” olarak adlandırıyor ve günlük olarak bu yol can almaya devam etmektedir.
Dolayısıyla bu halk sadece seçimden seçime hatırlanmak istemiyor. Bu halk seçim endeksli olan siyasetçileri ve yöneticilere gereken dersi verecek ve halk kendisinden olan birini getirecektir. Bu seçim bundan önceki seçimler gibi olmayacağı kesin. Nice sürprizlerle dola bir seçim olacaktır. En nihayetinde belediyeler Hür Kadroların hizmetleri ile tanışacaktır.
Selam Ve Dua İle…