Önümüzdeki yüzyılları belirleyecek önemli değişikliklerin ortaya çıktığı bir dönemden geçiyoruz. Böyle dönemlerin en önemli özelliği, her şeyin bıçak sırtında olduğu gerçeğidir. İlk başta olumlu ortaya çıkmış görünen tablonun bir kaç gün içinde tam tersine dönebildiği yakın tarihimiz bize göstermiştir.
Geçmişte yaşanılan acı gerçeklerden dersler ve ibretler alınmasa Allah muhafaza yeni faciaların önü açılacak ve daha büyük acıların yaşanmasına sebebiyet oluşturacaktır. “Müslüman bir delikten iki kere ısırılmaz” hadisi şerifi daima kulaklarda küpe olmalıdır.
Olayları ve sorunları soğukkanlılık içerisinde değerlendirilmeli ve duygulara yenik düşülmemelidir.
“Su uyur düşman uyumaz” atasözü hayat boyunca yaşanılan tecrübelerden sonra söylenmiştir. Suriye’de Zaman bir olma ve tüm iman ehlini kucaklama zamanıdır. Düşmanın iç ihtilaflardan ve iç çekişmelerden yararlanma ihtimali asla ve katiyen unutulmamalıdır.
Suriye’de 61 yıllık dikta rejim olan Zalim Esad devrildi. Ödenen bunca bedeller berhava olmaması için şimdi her zamankinden daha fazla birlik olmaya ve vahdet olmaya ihtiyaçları vardır.
Başta Siyonist çete olmak üzere emperyalist ülkeler leş kargaları gibi sinsice pusuda beklemektedir. Son birkaç gün içinde Siyonist çete fırsattan istifade edercesine toplamda 300 den fazla hava saldırısı yaparken ve aynı zamanda Golan tepelerini işgal etmiştir. Şimdi bütün bu Siyonist emelleri ve emperyalist emelleri boşa çıkarmanın tek yolu İslam’ın öğretileri olan “İslam Kardeşliği” tesisi ile muhafaza edilebilir.
Açıkçası muhaliflerin Şam’a girişi ve bu zamana kadar yaptıkları açıklamalara bakıldığında olumlu olmakla beraber bir an evvel yönetimsel olarak faaliyetlerine başlamalı ve Siyonist çetenin emellerini kursağında bırakmalıdır.
13 yıldır kurban edilen canlara, talan edilen mallara, viran olunan evlere, namusu kirletilen kadınlara… vs. her türlü bedeller ödendi. Allah, Bütün bu bedelden sonra Suriyeli kardeşlerimize bir zafer ihsan etti.
Şimdi daha mühimi ise Cephede kazanılan zaferin masada kayıp edilme tehlikesi…
Zamanında Mısırda Müslüman kardeşler, bir devrim gerçekleştirerek Zalim ve Diktatör olan Hüsnü Mübarek (Ne Mübarek) devirdiler. Henüz yönetimsel olarak tam oturmayan mısır yönetimi Siyonist çete için tehdit olarak görüldü ve sisi gibi içeriden şahsiyetini satan kişilerin eli ile darbe yaparak binlerce Müslümanın canına mal oldu, hala da olmaya devam etmektedir. Arap baharı olarak başlamıştı ama kışın en zemheri günlerini Müslüman kardeşlere yaşattılar.
O zaman birileri Mısırda kazanılan zaferden sonra Müslüman kardeşlere yönetimsel olarak Laikliği önerdiği gerçeği de unutulmamalıdır.
Demem o ki Tarihten ders alınmalı ve geçmişte ödenen bedeller berhava olmasın… Gelen bahar havası kışa dönüşmesin.