Seçilmiş bir ümmet olarak çıkarılmış olan İsrailoğulları, Allah’ın sayısız nimetleri ile mükâfatlandırılmışlar, onlarsa her defasında nankörlük etmişlerdir.
İhanete kardeşleri Yusuf’u kuyuya atarak başlamışlar.
Allah onları Firavunun zulmünden kurtarmış, onlar ilk fırsatta buzağıdan heykel yaparak tapınmaya başlamışlar, Allah onlara Filistin topraklarını yurt edinmelerini söylemiş, Onlar “Ey Musa! Onlar orada oldukları müddetçe, biz asla oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin onlarla savaşın; biz burada oturacağız” dedir. (Maide Süresi 24)
Çölde dolaştıklarında Allah onları bulutlarla güneşin yakıcı sıcaklığından korumuş, açlıklarını kudret helvası ve bıldırcınla gidermiş, onlar Allah’ın bu nimetlerine karşı “Ya Musa! Allah'ı apaçık görmedikçe sana inanmayacağız.” (Bakara 55) Diyerek nankörlük yapmışlardır.
Azgınlık yapmakta sınır tanımayan İsrailoğulları, Zekeriya ve Yahya (a.s) şehit ederek, peygamber katili bir ümmet olmuştur.
Bu saysız azgınlıklarından ötürü Allah’ın lanetine müstahak olmuşlar ve ellerinden “üstünlük “ alındığı için azdıkça azmışlardır.
Bu azgınlıklarını o kadar çok artırdılar/artıracaklar ki, artık taşlar ağaçlar bile onlardan nefret edecek, intikam günü geldiğinde, taşlar ağaçlar dile gelip “arkamda saklanan bir Yahudi var” diye Müslümanlara haber verecektir.
Batının şer devletlerini de ardına alarak Filistinli Müslümanlara yapmadığı eziyet, zulüm kalmamıştır. İşgalcilerin zulmüne uğramamış bir tek Filistinli, şehit vermemiş bir tek ev yoktur Filistin’de. Yıkılan evler, yağmalanan mal-mülk, kırılan parmaklar, tecavüze uğrayan masum kızlar, öldürülen sabi yavrular… Annelerin feryatlar arş-ı alayi titretirken “sabaha çok var mı daha” diyerek beklerken, bir sabah erkenden çağın Ebabilleri “Aksa Fırtınası” olup, işgalcilerin üzerine yağmaya başladı…
İşgalcileri gözünde büyütmüş, onları yenilmez sananlar ( o devletler ki onlardan korkarken, onlar Filistinli bir çocuğun önünde korkuyla kaçıyorlar) gördüklerine, duyduklarına inanmayarak, mücahitlerin bu kahramanlığını küçümsemek, MOSSAD’ın namusunu kurtarmak için, bunun komplo olduğunu. Gazze’yi işgal için işgalcilerin bir tuzağı olduğunu ve mücahitlerin de bu tuzağa çekildikleri yalanlarını söylemeye başladılar. MOSSAD’ın olanlardan haberi varmışmış, yoksa Demir Kubbeyi aşamazlarmış…
Netanyahu’nun çıkarmak istediği yargı asası yüzünden, işgalciler 39 haftadır Binyamın Netanyahu hükümetini karşı protesto ediyorlar. Bu yasanın yolsuzluklarla suçlanan Netanyahu’yu temize çıkarmak için çıkarılmak istendiği ve bu yasadan askerin de sivillerin de rahatsız olduğu ve işgalciler arasında bir iç savaşa sebep olacağı söyleniyor. Netanyahu bu eylemleri bitirmek, onların dikkatini başka tarafa çekmek için yapacağı en iyi şey Filistin’e saldırmak olacaktı. Düşmanını iyi tanıyan mücahitler bunun farkına varıp, onları gafil avlayarak işgalcilere erken doğum yaptırdı. Katil ABD’nin koşa koşa yardıma koşması işgalcilerin Müslümanlar karşısında hezimete uğradığını göstermektedir.
Kahraman Filistinliler işgal topraklarına sızma hareketi hazırlıkları sırasında dikkatimi çeken bir kare oldu. Bir Mücahit işgalcilere taraf bir şey savuruyor. Bu bana peygamberimizin (a.s) Mekke’den Medine’ye hicret edeceği gece yatağına Hz. Ali’yi yatırıp, evden çıkarken bir avuç toprak alıp Yasin süresinin ilk 8 ayetini okuyarak müşriklerin üzerine serperek aralarından görünmeden geçmesini hatırlattı.
O gece peygamberini müşriklerin gözlerinden saklayan Allah, mücahitleri de MOSSAD’ın gözlerinden saklamış, Demir Kubbeyi onlara açmıştır.
Mücahitler, işgalcilerin yenilmez, MOSSAD’ın çok cevval olduğu yalanına inananların korkularının boşuna olduğunu göstermişlerdir. (1979 da İran İslam İnkılabı gerçekleşince bütün istihbarat örgütleri neye uğradıklarını şaşırmış, inkılabın başarıya ulaşmasından nasıl haberdar olmadıklarını MOSSAD CIA’yi, CİA KGB’yi suçlayarak kurtulmaya çalışmışlardır.)
Yaşamak için savaşanlar, şehit olmak için cihat edenlerin karşısında mağlup olacaklardır.
Bekir Urfalı
Bekir ağabeyimin tespitleri çok yerinde. inşaallah Tarih tekerrür edecek.