Geçtiğimiz pazartesi 10 Temmuz Dünya Hukuk Günü olarak kutlandı. 10 Temmuz 1967 günü Cenevre'de 'Hukuk Yoluyla Dünya Barışı' konulu konferansta alınan kararla, 10 Temmuz tarihinin, Dünya Hukuk Günü olarak ilan edildi.
Hukuk yoluyla Dünya Barışı konulu konferansın üçüncüsünün 10 Temmuz 1967 günü Cenevre’de yapılması üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile 10 Temmuz 1967 tarihinde yayınlanan kararname ile 10 Temmuz Dünya Hukuk Günü ilan edilmiştir.
Hukuk Arapça kökenli bir kelime olup “hak” kelimesinin çoğuludur. Diğer bir deyişle “haklar” anlamına gelmektedir. Terim olarak ise, Toplumun genel yararını sağlamak için konulan ve kamu gücüyle desteklenen kaide, hak ve kanunların bütünüdür. Bireylerin birbirleriyle, toplumla ve devletle ilişkilerini düzenler. Kısaca “Kamu erki ile sağlanan düzen”dir diyebiliriz. Hukuk normlarını diğer normlardan ayıran özellik, bunlara uymayı sağlamak için devletin veya egemen gücün zorlama araçlara başvurabilmesi, müeyyidesinin olmasıdır. Kısacası hukuk=hayat diyebiliriz. Çünkü hukuk tarafından konulan kurallar hayatın her alanına temas etmektedir.
Hukuk yasa ve diğer düzenleyici kurallara göre daha kapsayıcıdır. Her kanun yasal olup bağlayıcı olabilir ama hukuka uygun olmayabilir. Hukuk evrensel olup, ilkeleri de cihan şümuldür. Hukukun genel ilkelerine aykırı çıkartılan yasalar bağlayıcı olsa da, hukuki değildir.
Hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti gibi güçlü tanımlamalar, hukukun yasalar karşısında daha üstün olduğu anlamı taşımaktadır. Hukuk üstünlüğünü ve hukuk devletinin kabul eden her ülke, gerçekten hukuku üstün tutmakta mıdır? Bu soruya evet demek imkansız gibi bir şeydir. Özellikle emperyal devletler, hukuk, demokrasi vb. gibi kavramları zulümlerini örtbas etmek için kullanmaktadır. “Ülkelerin çıkarları (menfaatleri)” uluslararası ilkesi gereği menfaatinin zedelendiği anda hukuk rafa kaldırılmaktadır. Gerek kendi ülkelerinde gerekse de sömürgeleri altındaki ülkelerde en despotik yöntemlere başvurmaktan çekinmemektedirler.
Peki kulağa hoş gelen “Dünya Hukuk Günü” diye özel bir günün kutlanması dünyanın her yerinde hukukun cari olduğu anlamına mı geliyor? Gönül isterdi ki, bu soruya evet diyebilseydik. İlk bakışta bakıldığında öyleymiş gibi bir anlam çıkıyor. Ama maalesef ki, hukukun gerçek anlamda uygulandığı çok az ülke vardır. Çoğu ülkelerde de jure olarak hukukun üstünlüğü kabul edilmiş olsa da, de facto olarak “üstünlerin hukuku” geçerlidir.
Uluslararası arenada da “uluslararası hukuk” diye kurallar konulmuştur. Adı devlet olan bütün teşekküllerin bu kurallara riayet etmesi mecburidir. Aksi halde, uluslararası kurumlar tarafında müeyyideler uygulanacaktır. Yukarıda da bahsettiğim gibi devletleri bağlamakta olup, terör şebekeleri için bağlayıcılığı yoktur. Çünkü onların bir hukuku yoktur. Bunlardan bir tanesi de, hiçbir hukuk kuralı tanımadan mazlum Filistin halkına zulüm yapmakta olan İsraildir. İsrail birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin aldığı hiçbir kararı (formaliteden karar olsa da) tanımamakta ve uygulamamaktadır. Oysa ki adı “devlet” olan her ülkenin bu kararlara hukukun üstünlüğü gereği uyması gerekirdi.
Her ülke çıkardığı yasalara, kurallara herkesten önce kendisi uymalıdır. O ülkenin başındaki devlet başkanından en düşük rütbeli memura kadar, yasa uygulayıcıları vatandaştan önce hukuku uymalıdırlar. Daha sonra vatandaşın uymasını beklemelidirler. Hukuk devletinde keyfiliği yer yoktur. Devletin her kademesindeki görevliler kanunun kendilerine izin verdiği ölçüde hareket kabiliyetine sahiptirler. Thomas Clark’ın şu sözü bu minvalde anlamlıdır. “Hiçbir şey bir devleti kendi kanunlarını ihlal etmekten daha hızlı yıkamaz.” (Thomas Clark)
Hukukun üstünlüğüne ile Tüm mazlum ve mustazafların kurtuluşuna vesile olması ümidiyle Dünya Hukuk Günü’nü tebrik ederim.