Miraç hadisesinin yaşandığı Recep ayının son haftası “Dünya Kudüs Haftası” olarak kabul ediliyor. Dolayısıyla bu yıl Dünya Kudüs Haftası, 23-30 Ocak tarihlerinde idrak edilecek.
Bu yılın sloganı ise “Ümmetin Emaneti Kudüs ve Gazze” olacak.
Her şeyden önce şu hususun altını çizmek gerekir ki, Kudüs’ün özgürlüğü için kim ne yaparsa çok kıymetlidir ve tüm Müslümanlarca desteklenmelidir. Bu konuda mezhep ve meşrep ayrımı yapmadan kim Kudüs’e doğru bir adım atarsa bizi yanında bulmalıdır.
Dolayısıyla İmam Humeyni’nin ilan ettiği “Dünya Kudüs Günü” bizim olduğu gibi Dünya Müslüman Âlimler Birliği ve Filistin Âlimler Birliği’nin 4 yıl önce ilan ettikleri “Dünya Kudüs Haftası” da bizimdir. Yarın başka Müslümanlar “Dünya Kudüs Ayı” diye bir ay ilan ederlerse hiç tereddüt etmeden o ayı da idrak etmeliyiz ve sahiplenmeliyiz.
Çünkü Miraç’a şahitlik eden Kudüs, mana ile maddenin buluştuğu şehirdir. Müslümanların ilk kıblesi, peygamberler diyarı ve şehitler otağıdır.
Tarih boyunca Kudüs ümmetin numunesi olmuştur.
Tarih sayfaları dikkatle incelendiğinde Kudüs özgür olduğu zamanlar ümmet özgür olmuş, Kudüs esir olduğu zamanlar ise ümmet de esir olmuştur. Bundan dolayı ümmetin yükünü taşımaya namzet her kişi, kurum ve cemiyet Kudüs’e odaklanmalı ve Kudüs için atılan her adımı desteklemelidir. Dolayısıyla Kudüs, siyonist işgalci çetelerin esaretinden kurtulduğunda ümmet coğrafyaları da bir bir esaretten kurtulacaktır.
Bundan dolayı diyoruz ki Kudüs; Mekke’dir, Medine’dir, Kahire’dir, Tahran’dır, Şam’dır, Bağdat’tır, İstanbul’dur, Diyarbakır’dır…
Dolayısıyla Kudüs; ümmettir, ümmet coğrafyasının numunesidir ve ümmetin ta kendisidir.
Aynı zamanda Kudüs; Hak ile batıl taraftarlarını birbirinden ayıran ümmetin turnusol kâğıdıdır.
Rabbimiz’in (c.c) çevresini bereketli kıldığı bu müstesna şehrin esaretten kurtulması için, her Müslümanın elinden ne geliyorsa yapması gerekir. Ümmetin her zamandan daha çok vahdete ihtiyaç duyduğu bugünlerde ihtilaflarımızı bir kenara bırakarak “Kudüs” ortak paydasında vahdeti yakalamalıyız.
Evet, “Dünya Kudüs Günü” veya “Dünya Kudüs Haftası” gibi özel gün ve haftalarda Kudüs için yapılacak tüm etkinlikleri sahiplenmeliyiz. Bu zaman zarfında sürekli gündemimiz Kudüs ve Kudüs davası olmalıdır.
Hele hele Kudüs’ün özgürlüğü için 16 aydır Gazze’de destan yazan Mücahitlerin cihadını, aziz Gazze halkının dirayetini ve cihadı yöneten kadroları hiç gündemimizden düşürmemeliyiz.
Aynı şekilde siyonist işgalcilere destek veren firmaların mallarını boykot etmeye devam etmeliyiz.
Gazze için yardım toplayan Umut Kervanı gibi hayır kurumlarını desteklemeli ve bu kurumların birer gönüllüsü olarak sahada aktif çalışmalıyız.
Sosyal Medya platformları başta olmak üzere yazılı ve görsel medyada sürekli bu aziz davayı gündem konusu yapmalıyız.
En önemlisi de farz ibadetlerimizden sonra bu azizlere uzun uzun dua etmeliyiz.
Bu vesileyle “Dünya Kudüs Haftası” ümmetin uyanışına, vahdetine ve Kudüs’e odaklanmasına vesile olsun İnşallah.