Bilindiği gibi HÜDA PAR 17 Nisan 2025 tarihinde 4 milletvekilinin imzasıyla meclise 7 maddelik “Ailenin korunması ve sapkınlığın suç sayılmasına dair kanun teklifi” sundu. Mezkûr kanun teklifi Adalet ve Anayasa Komisyonlarına havale edildi ve süreç devam ediyor…
HÜDA PAR’ın kanun teklifi komisyondan geçerse Meclis Genel Kuruluna gelir. Meclis’e gelen teklif ise görüşülüp oylamaya sunulur. Eğer milletvekillerinin çoğunluğu kabul oyu verseler ilgili “kanun teklifi” kanun haline gelmiş olacak.
Tabi kanun teklifinin Meclis Genel Kuruluna gelmesi için AK Parti’nin desteği şarttır. Teklifin meclisten geçmesi için ise Ak Parti başta olmak üzere Saadet Partisi, Gelecek Partisi, Yeniden Refah Partisi ve diğer duyarlı parti ve milletvekillerinin kabul oyları gerekir.
Dolayısıyla “Son Kale” dediğimiz “Aile Kurumu”nun korunması için herkes elini taşın altına koymalıdır. HÜDA PAR bu konuda toplumum hissiyatının tercümanı olarak üzerine düşeni yapmış ve yapıyor. Şimdi sıra diğer parti ve milletvekillerindedir.
Elbette bu iş sadece parti ve milletvekillerin işi değildir. Bizlere de büyük görevler düşüyor ve her birimizin de yapacağı işler ve atacağı adımlar vardır.
STK’lar, cemiyetler, kanaat önderleri, yazarçizerler ve sıradan vatandaşlar… Kısacası her birimiz bu konuda gündem oluşturmalıyız, açıklamalar yapmalıyız ve HÜDA PAR’ın bu takdir toplayan kanun teklifine olan desteklerimizi ilan etmeliyiz.
Sadece bununla da kalmayıp tanıdığımız milletvekilleri ve parti yetkilileri varsa her birine bir bir ulaşmaya çalışmalı ve bu konunun önemini ve mesuliyetini hatırlatmalıyız.
Çünkü “Son Kale” olan aile kurumuna dört bir koldan profesyonelce saldırılar yapılıyor ve her gün aile kavramının içi biraz daha boşaltılıyor.
Zaten İslam’a ve Müslümanlara düşmanlık eden bilumum şer cephesi durmadan aile mevziimizi topa tutmaya devam ediyorlar. Belki bunlara bir şey yapamıyoruz ancak siyasi iktidarın eliyle yapılan dejenerasyon ya da siyasi iktidarın durdurabileceği yıkımlar bir an önce durdurulmalıdır.
Malumunuz sanat adı altında televizyonlarda yayınlanan dizilerdeki ilişkiler resmen aile yapısını dinamitliyor.
“Gündüz Kuşağı” olarak bilinen kimi programlar kadını ve aileyi hedef tahtasına oturtarak hayasızca açıklamalar ve yorumlar yaparak aile mefhumunu ciddi tahrip ediyor.
Bizzat Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafında her yıl onlarca şehirde “Türkiye Kültür Yolu Festivali” adı altında yaptığı sözde etkinliklerle aile kurumunu zedeliyor.
Sadece bunlar değil, birçok alanda onlarca çarpık ve gayri ahlaki uygulamaları sıralayabiliriz…
Bunların önlemi alınmazsa ciddi darbeler alan Son Kalemiz de yıkılır gider.
Merhum Aliya İzzetbegoviç; “Batı, hayatımızın bütün karelerine hâkim oldu. Henüz yeterince nüfuz edemediği bir aile yapımız kaldı” demişti. Ancak maruz kaldığı sayısız taarruza dayanamayan aile yapımız şu anda can çekişiyor.
Aile kavramı, modernizm safsatasının erozyonuna uğradığı ve bu erozyonun enkazı altında kaldığından dolayı nesillerimizi kaybediyoruz.
Evet, dizimizin dibinde büyüttüğümüz çocuklarımızı bir bir yitiriyoruz.
Bin bir cefa ve eziyetle üzerinde titrediğimiz nesillerimiz elimizden kayıp gidiyor.
Gözümüzden bile sakındığımız ciğerparelerimiz tanınmaz hale geliveriyorlar.
Bunun önlemi alınmazsa “toplumsal dengeyi sağlayan terazi” hükmünde olan aile kurumunu tamamen kaybedeceğiz.
İşte bu son kaleyi kaybetmeme adına HÜDA PAR’ın “Ailenin korunması ve sapkınlığın suç sayılmasına dair kanun teklifi”ne sahip çıkalım ve gündemde tutalım.