Filistinli Gazeteci Mohammed Abu Taqiya, 9 kardeş radyonun ortak yayınına (Radyo Urfa, Vuslat FM, Bingöl FM, Aksa FM, Çağrı FM, Botan FM, Serhad FM, Kervan FM, Cemre FM) katılarak Şehid Hasan Saklanan'ın şehadeti ile ilgili açıklamalarda bulundu.Şehid Saklanan'ın bütün mesafelere rağmen Kudüs'e giden bir yolu seçtiğini belirten Abu Taqiya, Allah yolunda bir şehid olarak yürümeye karar verdiğini ve verilen kararın zor ve önemli olduğunu söyledi.Abu Taqiya, Şehid Saklanan'ın şehadetiyle birlikte Kudüs'ün fiili olarak bütün Müslümanların davası olduğunu gösterdiğine dikkat çekti."Allah'ın yolunda bir şehid olarak yürümeye karar vermiştir"Abu Taqiya, "Biz Müslümanların gözünde şehadet çok büyük bir mertebedir. Şehidimiz bütün mesafelere rağmen Kudüs'e giden bir yolu seçmişti. Kudüs'ün şerefini, kutsallığını koruyabilmek adına bir yol seçmiştir. Aslında bir hoca olmakla yetinebilirdi, orada insanların, çocukların yetiştirilmesini, terbiye edilmesi yeterli de görebilirdi. Ancak Hasan Hoca, üstün olanı seçti. Sözler ne kadar fazla olsa da sözlerin yetmediği bir noktada kalıyoruz. Çünkü Şehid Hasan, 4 çocuk babasıydı, bir hocaydı. Hasan Hoca, bütün bunları görmezden gelip kendini, Kur'an'da yazıldığı gibi kendini Allah'a sattı, Allah'la bir alışverişte bulundu. Allah'ın yolunda bir şehid olarak yürümeye karar verdi. Bu gibi kararın verilmesi kolay bir karar değil. Bu kararı yıllardır yakınlarımız, tanıdıklarımız Filistin'de vererek şehid olarak dünyadan göçüyorlar." dedi."Şehadet ile daha büyük bir ders de vermiş oldu"Şehid Saklanan'ın şehadetinin davaya tekrar hayat bahşettiğini ve davayı benimseyenlere güç kattığını dile getiren Abu Taqiya, "Hocamızın şehadeti, Kudüs'ün fiili olarak bütün Müslümanların davası olduğunu gösterdi. Hayatında hocalık yapmış, kesinlikle birçok insana iz bırakmıştır, birçok yerde güzel izler bırakmıştır ancak şehadet ile daha büyük bir ders de vermiş oldu. Hocaların inandıkları yollarda bir şehid verdiklerinde 'bu adam bizim yüzümüzden öldü ya da bu dünyadan göç etti' değil sanki yeni bir hayat kurulmuştur, birçok insana hayat verilmiştir, birçok davaya hayat verilmiştir. Bu dava, bu insanlara yeniden yürüme, dayanma gücü vererek yeni bir güç ve inanç kaynağı oluşturdu. Şehidler için ne kadar sözler sarf edersek edelim ama bu sözlere gerektiğinde sahip çıkmazsak hiçbir kıymeti ve değeri kalmaz. Şehidimiz bunu çok iyi bildi. Bizim için ve geri kalanlar için zor olabilir ancak şehidimiz bunu çok iyi gördü, bildi ve ona göre hareket etmeye karar verdi." diye konuştu."Şehid Hasan'ın şehadetiyle birlikte umutlarını yine diri tuttular"Gazze'deki insanlar bir ümmet olmaktan hiçbir şekilde umutlarını kaybetmediğini ve Şehid Saklanan ile bu umutlarının daha da dirildiğini ifade eden Abu Taqiya, "Filistin halkı özellikle Gazze'deki insanlar 7 aydır soykırım ve böyle bir savaş altında olan insanlar Şehid Hasan'ın şehadetini bir iftiharla, bir takdirle karşıladılar. Buradaki insanların içinde şöyle bir his de uyandı; 'Biz yalnız değiliz, bir ümmetin insanlarıyız.' Zor zamanlarda yaşasak da bizimle birlikte olan yüzbinlerce insan var ve bu insanların hislerine, duygularına tercüman olarak Şehid Hasan olarak gördüler. Şehid Hasan'ın şehid olması, sadece Şehid Hasan'dan ibaret değil. O yüzbinlerce insanın inancını, dertli olduğunun bir göstergesidir. Bu az buçuk bir his de değil. Çok çok önemli bir histir. Sonunda bir ümmetin var olması, o şuuru yaşatması kolay bir şey değil. Hala Gazze'deki insanlar bir ümmet olmaktan hiçbir şekilde umutlarını kaybetmiş duruma gelmediler. Şehid Hasan'ın şehadetiyle birlikte umutlarını yine diri tuttular." şeklinde konuştu.
HABER MERKEZİ
HABER MERKEZİ