Eğitimin amacının davranışı değiştirmek olduğunu belirten ÖĞ-DER Şanlıurfa Şube Başkanı Yunus Yeğin, öğretmenlerin öğrencilerin olumsuz davranıştan uzaklaştırarak olumlu davranışlara yönelmesi noktasında çaba harcamasının gerektiğini vurguladı.
Öğretmenin öğrencinin davranışını değişmeden önce kendi davranışını değiştirmesi gerektiğini söyleyen Yeğin, toplumun öğretmenlerden büyük bir beklenti içerisinde olduğuna vurgu yaptı.
Yeğin, öğrenilmiş olan bir davranışın öğrenilmiş olarak kabul edilebilmesi için uygulamaya geçilmesi gerektiğini ifade etti.
Geçmiş yüzyıllarda Müslümanların hem fenni hem de ahlaki alanda çalışmalar yaptığına değinen Yeğin, son yüzyılda Batının etkisinde olunmasından dolayı her alanda geri kalındığını ifade etti.
"Eğitimin ve öğretimin temel bir amacı var"
Öğretmenin öğrencisi için olumlu bir çaba içerisine girmesi gerektiğini belirten Yeğin, "Eğitimin ve öğretimin temel bir amacı var. Bu da davranış değiştirmektir. Davranış değiştirmekten kast ettiğimiz şey; olumsuz davranışın kaldırılıp yerine olumlu bir davranış itham etmektir. Bunu yapacak olan da öğretmenlerdir. Toplumun bütün katmanlarının beklentisi öğretmenlerdir. Dolayısıyla öğretmenlerin eğitime yapabilecekleri en büyük katkı davranışı değiştirmektir. Bu çok genel bir tabirdir. Akademik, psiko-sosyal, kültürel ve ahlak alanında karşısındaki öğrencisinin davranışını değiştirmek için çaba harcaması gerekir." dedi.
"Öğretmenler kendi davranışlarını değiştirmeye meyilli olmalı"
Eğitimin amacı davranışı değişmek olduğunu ifade eden Yeğin, "Bunun olabilmesi için öncelikli olarak davranışı değiştirmeye niyetli olan kişinin kendisinin davranışının değiştirmeye açık olması gerekir. En önemli kısmı budur. Öğretmenlerin bu bağlamda yeniliğe, yenilikçiliğe, yeni bilgi ve formasyonlara çokça açık olduğunu tahmin ediyorum. Bu yüzden öğretmenler kendi davranışlarını değiştirmeye meyilli olup, olumsuz davranışlarını bir kenara bırakıp sürekli olumlu davranışlar yönünde adım atarlarsa karşı tarafa olumlu ve doğru bir modelin sunulacağını ümit ediyorum. Öğretmenlerin bilgisi, formasyonu, becerisi ve bulunmuş oldukları kültürel iklim buna çok uygundur. Bu yüzden hem toplumun beklentisi hem kendi beklentisi hem de dünyanın beklentisi budur." diye konuştu.
"Öğretmenin davranışlarında tutarlılık olması gerekir"
Öğretmenlerin öğrencilerinin olumsuz davranışlarının yerine olumlu davranışlar koyabilmesi için bazı temel kaidelere ihtiyacı olduğunu söyleyen Yeğin, "Dünyanın bütün toplumlarında bireylerin davranışlarını değiştirecek olan kişi öğretmenler ve eğitim sistemidir. Dolayısıyla öğretmenlerin; öğrencilerinin, bireylerinin, hatta ailelerinin olumsuz davranışlarının yerine olumlu davranışlar koyabilmesi için bazı temel kaide ve kurallara ihtiyaçları vardır. Bir kere tutarlılık olması gerekir. Öğretmenin davranışlarında ve sözel düşüncelerinde tutarlılık olması gerekir. Söylediğimiz şeyleri yapıyor olmamız gerekiyor. Öğrenilmiş olan bir davranışın öğrenilmiş olarak kabul edilebilmesi için mutlaka ezberlendikten sonra uygulamada kendisine yer buluyor olması gerekir. " şeklinde konuştu.
"Fenni ilimlerle olan ilişkimizi sınırlandırmışız"
Önceki yüzyıllarda hem fenni hem de ahlaki çalışmalar yapıldığına değinen Yeğin, "Tabi ki akademik alanda ve fenni alanda mutlaka eğitim olacak. Teknolojiye çok sahip olacağız. Önceki yıllarda yapmışız. Son 200 yılı saymayın, önceki yüzyıllarda dünyanın bir numarası olmuşuz. Bunu teknoloji, ilim ve bilimle yapmışız. Bu arada ahlaki gelişimimizi de sürdürmüşüz. Son 200-300 yıldır maalesef Batının etkisinde kalmaktan kaynaklı olarak özellikle fenni ilimlerle olan ilişkimizi sınırlandırmışız. Bu bizim için çok büyük bir zaaf olmuş. Teknolojide, iletişimde ve sanayide geri kalmışız." ifadelerini kullandı. (İLKHA)
Öğretmenin öğrencinin davranışını değişmeden önce kendi davranışını değiştirmesi gerektiğini söyleyen Yeğin, toplumun öğretmenlerden büyük bir beklenti içerisinde olduğuna vurgu yaptı.
Yeğin, öğrenilmiş olan bir davranışın öğrenilmiş olarak kabul edilebilmesi için uygulamaya geçilmesi gerektiğini ifade etti.
Geçmiş yüzyıllarda Müslümanların hem fenni hem de ahlaki alanda çalışmalar yaptığına değinen Yeğin, son yüzyılda Batının etkisinde olunmasından dolayı her alanda geri kalındığını ifade etti.
"Eğitimin ve öğretimin temel bir amacı var"
Öğretmenin öğrencisi için olumlu bir çaba içerisine girmesi gerektiğini belirten Yeğin, "Eğitimin ve öğretimin temel bir amacı var. Bu da davranış değiştirmektir. Davranış değiştirmekten kast ettiğimiz şey; olumsuz davranışın kaldırılıp yerine olumlu bir davranış itham etmektir. Bunu yapacak olan da öğretmenlerdir. Toplumun bütün katmanlarının beklentisi öğretmenlerdir. Dolayısıyla öğretmenlerin eğitime yapabilecekleri en büyük katkı davranışı değiştirmektir. Bu çok genel bir tabirdir. Akademik, psiko-sosyal, kültürel ve ahlak alanında karşısındaki öğrencisinin davranışını değiştirmek için çaba harcaması gerekir." dedi.
"Öğretmenler kendi davranışlarını değiştirmeye meyilli olmalı"
Eğitimin amacı davranışı değişmek olduğunu ifade eden Yeğin, "Bunun olabilmesi için öncelikli olarak davranışı değiştirmeye niyetli olan kişinin kendisinin davranışının değiştirmeye açık olması gerekir. En önemli kısmı budur. Öğretmenlerin bu bağlamda yeniliğe, yenilikçiliğe, yeni bilgi ve formasyonlara çokça açık olduğunu tahmin ediyorum. Bu yüzden öğretmenler kendi davranışlarını değiştirmeye meyilli olup, olumsuz davranışlarını bir kenara bırakıp sürekli olumlu davranışlar yönünde adım atarlarsa karşı tarafa olumlu ve doğru bir modelin sunulacağını ümit ediyorum. Öğretmenlerin bilgisi, formasyonu, becerisi ve bulunmuş oldukları kültürel iklim buna çok uygundur. Bu yüzden hem toplumun beklentisi hem kendi beklentisi hem de dünyanın beklentisi budur." diye konuştu.
"Öğretmenin davranışlarında tutarlılık olması gerekir"
Öğretmenlerin öğrencilerinin olumsuz davranışlarının yerine olumlu davranışlar koyabilmesi için bazı temel kaidelere ihtiyacı olduğunu söyleyen Yeğin, "Dünyanın bütün toplumlarında bireylerin davranışlarını değiştirecek olan kişi öğretmenler ve eğitim sistemidir. Dolayısıyla öğretmenlerin; öğrencilerinin, bireylerinin, hatta ailelerinin olumsuz davranışlarının yerine olumlu davranışlar koyabilmesi için bazı temel kaide ve kurallara ihtiyaçları vardır. Bir kere tutarlılık olması gerekir. Öğretmenin davranışlarında ve sözel düşüncelerinde tutarlılık olması gerekir. Söylediğimiz şeyleri yapıyor olmamız gerekiyor. Öğrenilmiş olan bir davranışın öğrenilmiş olarak kabul edilebilmesi için mutlaka ezberlendikten sonra uygulamada kendisine yer buluyor olması gerekir. " şeklinde konuştu.
"Fenni ilimlerle olan ilişkimizi sınırlandırmışız"
Önceki yüzyıllarda hem fenni hem de ahlaki çalışmalar yapıldığına değinen Yeğin, "Tabi ki akademik alanda ve fenni alanda mutlaka eğitim olacak. Teknolojiye çok sahip olacağız. Önceki yıllarda yapmışız. Son 200 yılı saymayın, önceki yüzyıllarda dünyanın bir numarası olmuşuz. Bunu teknoloji, ilim ve bilimle yapmışız. Bu arada ahlaki gelişimimizi de sürdürmüşüz. Son 200-300 yıldır maalesef Batının etkisinde kalmaktan kaynaklı olarak özellikle fenni ilimlerle olan ilişkimizi sınırlandırmışız. Bu bizim için çok büyük bir zaaf olmuş. Teknolojide, iletişimde ve sanayide geri kalmışız." ifadelerini kullandı. (İLKHA)