Dün gece taciz haberinin duyulmasının ardından toplanan kalabalık, Suriyeli sığınmacıların yaşadığı mahalleleri bastı. Sığınmacılara ait iş yerlerini, araçları ateşe veren grup, bazı evleri de taş yağmuruna tuttu.
Olayın duyulmasından sonra sağduyu çağrısı yapması gereken bazı siyasi çevrelerin fitne ateşini körüklemesi yüzünden olaylar başka illere sıçradı. Akşam saatlerinde Kayseri'de yeniden sokağa çıkan gruplar yine olayla ilgisi olmayan sığınmacı ailelerin ev ve iş yerlerine saldırıp mallarına zarar verdi. Kayseri'den sonra Hatay, Gaziantep, Nizip ve farklı noktalarda Suriyeli sığınmacıların kaldıkları mahalle ve sokaklarda ırkçı gösteriler yapılıp sığınmacıların ev ve iş yerleri hedefe konuldu.Sokak olaylarının yanısıra sosyal medya üzerinden de yapılan provakatif paylaşımlarla ciddi bir algı operasyonu yapıldı.Siyasi rant uğruna yıllardır sığınmacılara yönelik nefreti körükleyen siyasi figürler bireysel bir suç üzerinden sığınmacılara yönelik başlatılan şiddet dalgasına ve vandallığa sessiz kaldı aksine nefreti daha da körükleyen açıklamalarla sığınmacıları hedef alan vandallığa destek verdi.İç savaştan ve ölümden kaçarak Türkiye’ye sığınan sığınmacılara yönelik yıllardır bizzat siyasiler tarafından ekilen nefret tohumları dün gece Kayseri’deki olaydan sonra daha da belirginleşti. Olaydan sonra yapılan sorumsuz açıklamalar, infial oluşturacak yalan haberleri yayan merkezler nedeniyle Türkiyeli Müslümanların yıllardır devam ettirdiği 'insani duyarlılık' politikasına darbe vuracak, ülkedeki sığınmacıların can ve mal güvenliğini büyük bir riske atacak bir noktaya gelindi.Görünen o ki fitne ateşini harlamak isteyen, bir ateşten kaçmış mazlumları başka bir ateşte yakmak isteyen çevrelerce tetiğe basılmış durumda. Kardeşi kardeşe düşman etmeye, Müslüman halkları birbirinden koparmaya çalışıyorlar. Akıl sahibi herkesin ve her kesimin bu süreçte itidalden ve mazlumdan yana bir tavır alması gerekir. Siyonist vahşetin ayyuka çıktığı bir dönemde, Gazzeli kardeşlerimizin Müslümanlardan "imdat" beklediği bir dönemde bu yaşadıklarımız normal seyrinde gelişen hadiseler değildir elbette. Gazze'nin içerisinde bulunduğu hal oratayken, gücümüzü soykırımcı siyonistlere karşı birleştirmemiz gerekirken kendi kendimizle mücadele etmemiz elbette emperyalistlerin ve siyonistlerin işine gelecektir.HABER MERKEZİ
Olayın duyulmasından sonra sağduyu çağrısı yapması gereken bazı siyasi çevrelerin fitne ateşini körüklemesi yüzünden olaylar başka illere sıçradı. Akşam saatlerinde Kayseri'de yeniden sokağa çıkan gruplar yine olayla ilgisi olmayan sığınmacı ailelerin ev ve iş yerlerine saldırıp mallarına zarar verdi. Kayseri'den sonra Hatay, Gaziantep, Nizip ve farklı noktalarda Suriyeli sığınmacıların kaldıkları mahalle ve sokaklarda ırkçı gösteriler yapılıp sığınmacıların ev ve iş yerleri hedefe konuldu.Sokak olaylarının yanısıra sosyal medya üzerinden de yapılan provakatif paylaşımlarla ciddi bir algı operasyonu yapıldı.Siyasi rant uğruna yıllardır sığınmacılara yönelik nefreti körükleyen siyasi figürler bireysel bir suç üzerinden sığınmacılara yönelik başlatılan şiddet dalgasına ve vandallığa sessiz kaldı aksine nefreti daha da körükleyen açıklamalarla sığınmacıları hedef alan vandallığa destek verdi.İç savaştan ve ölümden kaçarak Türkiye’ye sığınan sığınmacılara yönelik yıllardır bizzat siyasiler tarafından ekilen nefret tohumları dün gece Kayseri’deki olaydan sonra daha da belirginleşti. Olaydan sonra yapılan sorumsuz açıklamalar, infial oluşturacak yalan haberleri yayan merkezler nedeniyle Türkiyeli Müslümanların yıllardır devam ettirdiği 'insani duyarlılık' politikasına darbe vuracak, ülkedeki sığınmacıların can ve mal güvenliğini büyük bir riske atacak bir noktaya gelindi.Görünen o ki fitne ateşini harlamak isteyen, bir ateşten kaçmış mazlumları başka bir ateşte yakmak isteyen çevrelerce tetiğe basılmış durumda. Kardeşi kardeşe düşman etmeye, Müslüman halkları birbirinden koparmaya çalışıyorlar. Akıl sahibi herkesin ve her kesimin bu süreçte itidalden ve mazlumdan yana bir tavır alması gerekir. Siyonist vahşetin ayyuka çıktığı bir dönemde, Gazzeli kardeşlerimizin Müslümanlardan "imdat" beklediği bir dönemde bu yaşadıklarımız normal seyrinde gelişen hadiseler değildir elbette. Gazze'nin içerisinde bulunduğu hal oratayken, gücümüzü soykırımcı siyonistlere karşı birleştirmemiz gerekirken kendi kendimizle mücadele etmemiz elbette emperyalistlerin ve siyonistlerin işine gelecektir.HABER MERKEZİ