ÖZEL HABER- OSMAN GÜLEBAKTürkiye, 31 Mart gecesi yerel seçimler için sandık başına gitti. Tüm kamuoyu partilerin aldığı oyu konuşurken bu seçimlerde en çok dikkat çeken detay ise seçime katılımın son dönemlerin düşük seviyesine inmesi oldu.61 milyon 430 bin seçmenden 48 milyon 153 bini sandığa giderek oyunu kullanırken13 milyon seçmenin ise sandığa gitmediği görüldü.Seçime katılım oranı ise yüzde 78,53’te kaldıSeçimlerde oy kullanmama oranının yüzde 21,47 oranında olduğu seçimde, seçime katılım oranı ise yüzde 78,53’te kaldı.20 yıl sonra ilk kez...Daha önce en düşük katılım oranı 2004 yerel seçimlerinde yüzde 76,26 oldu.Seçmen sayısının 1 milyon 251 bin 037 olduğu Şanlıurfa’da, seçime 937 bin 700 kişi sandık başına gitti. Bu durumda sandığa gitmeyen seçmen sayısı 313 bin 337 olduğu ortaya çıktı. Sandığa gitmeyenlerin sayısı Beyazgül’ün aldığı oydan fazlaBu da seçimlerde en yüksek oy alan M. Kasım Gülpınar’a (347 bin 600) yakın, ikinci sırada yer alan Z. Abidin Beyazgül’ün (300 bin 830) oy oranını geçen bir rakam. Bu durumda en az bir adayın aldığı oy oranı kadar seçmenin iradesi sandığa yansımamış oldu.Başta yaşanan ekonomik kriz, emekli maaşının az oluşu, sosyal adaletsizlik, işsizlik, Gazze olaylarına karşı duyarsızlık, bürokrasideki hantallık, siyasetin hizmet etme mecrasından uzaklaşıp rant ve zenginlik kurumuna dönüşmesi, halka verilen sözlerin yerine getirilmemesi vb. gibi birçok sebepten dolayı halkın sandığa gitmediği öngörülüyor. Her ne kadar sandıklara gitmeyen 13 milyon seçmenin partilere küserek sandığa gitmediği dile getiriliyorsa da aslında bu pasif tepkinin siyaset kurumuna yönelik olduğu aşikardır.Siyaset kurumu halkın nezdinde güven kaybına uğramışBu kadar büyük bir kitlenin sandığa gitmeyişi, halkın sorunlarını çözmesi gereken siyaset kurumunun, halkın nezdinde güven kaybına uğradığını gösteriyor. Halkın, siyaset kurumundan ümidini kesmesi bazı toplumsal tehlikeleri de beraberinde getiriyor.Partilerden daha çok mevcut siyasetin geldiği noktayı konuşmak gerekiyorHalkın büyük bir kitlesinin çözüm adresi olarak siyaset kurumunu görmemesi, sorunlarının çözümü için başka yollara yönelmesine ve ileride toplumsal patlamalara sebebiyet verecek gelişmelerin yaşanmasından endişe ediliyor.Bu anlamda bugün partilerden ve siyasilerden daha çok mevcut siyasetin geldiği noktayı konuşmak gerekiyor. Günümüzde siyasetin, rant, ihale, zenginleşme ve siyasi güç elde etme aracı haline geldiGünümüzde siyasetin, rant, ihale, zenginleşme ve siyasi güç elde etme aracı haline gelip aslî fonksiyonu olan topluma hizmet kapısı olmaktan çıkması, sorunlara çözüm üretmek yerine sorunları ötelemesi, acil üzerinde durulması gereken bir konu olsa gerek. Ve mevcut sistem maalesef bu anlayışı besliyor. Çünkü sistemin kendisi de bu anlayıştan besleniyor.Ayrıca siyasetçilerin birkaç oy fazla alma uğruna yapamayacağı vaatlerde bulunması, yalana ve dolan yoluyla halkı her seçimde aldatması, halkta siyasete karşı ciddi bir hayal kırıklığı oluşturmuş durumda. Siyaset rant kapısı olmaktan çıkıp, halka hizmet kapısına dönüşmeliÇözüm, her türlü ahlaki ilkeden uzaklaşmış siyasetin bir an önce ahlaki bir zemine çekilmesi ve ayrıca siyasetin rant kapısı olmaktan çıkarılıp, halka hizmet kapısına dönüşmesi için yasa ve yönetmeliklerle gerekli altyapının oluşturulmasıdır.Bu yapılmadığı takdirde daha kötü günlerin ülkemizi beklediğini öngörmek için kâhin olmaya gerek yoktur. Ve işin en vahim tarafı ise bu konuyu konuşan hiç kimsenin olmaması…
. HABER MERKEZİ
. HABER MERKEZİ