Bu aralar kafayı taş ve betona takmış diyebilirsiniz. Taş ve beton gelişmişlik düzeyini yansıttığından kafayı takmamak elde değil. Betonlaşmaktan kastımız çarpık kentleşme, yoksa beton da hayatı kolaylaştıran bağlayıcı bir maddedir. Taşa dair tarih çok eskiye dayansa da betonlaşmanın tarihi için fazla geriye gitmeye gerek yok.
Yaşadığımız topraklarda, çevremizde, birçok şehrin, il ve ilçenin hali içler acısı.
Taş üstünde taş bırakmamışlar.
Baş üstünde de baş!
Başta beyin de bırakmamışlar hepsini kemirmişler... Betonlaşan yüksek kuleler ve binalar dikmişler.
Sağa sola her tarafa beton dökmüşler.
Ne yürek kalmış, ne de bilek, hepsi betonlaşmaya doğru seyir halinde...
Yeşilliğe dair izlerin silinmesi, tarıma elverişli alanların talan edilmesi, doğanın ve yeşil alanların yok edilmesi...
Kent inşaa ederken modern kent diyebileceğimiz kentlere rastlamak nerdeyse imkansız.
Yürekler betonlaşınca, beyinler çoraklaşınca yaşama dair ne varsa betonlaşmaya mahkum olur veyahut adına kapitalizm dediğimiz sistemler tarafından mahkum edilir.
Bugün halihazırda bir çok problem ve sorunla karşı karşıya kalmaktayız.
Bütün bu her şeyin başında ise muhakkak ki dünyevileşme, hırs ve tamah yatmaktadır. Dünyevileşme beraberinde bir çok felaketi getirir. Ne şehri, ne yeşil alanı, ne çocuğu, ne kadını ne de hayvanı dinler.
Malzemeyi, maddeyi, betonu, demiri, insanı ve beyni kemirir.
Velhasılı kelam her şeyi bir canavar gibi yutar.
Geriye kalan ne varsa haram eder murdar eder tarumar eder.
Çünkü dünyevileşme felaket üretir.
Yaşadığımız topraklarda, çevremizde, birçok şehrin, il ve ilçenin hali içler acısı.
Taş üstünde taş bırakmamışlar.
Baş üstünde de baş!
Başta beyin de bırakmamışlar hepsini kemirmişler... Betonlaşan yüksek kuleler ve binalar dikmişler.
Sağa sola her tarafa beton dökmüşler.
Ne yürek kalmış, ne de bilek, hepsi betonlaşmaya doğru seyir halinde...
Yeşilliğe dair izlerin silinmesi, tarıma elverişli alanların talan edilmesi, doğanın ve yeşil alanların yok edilmesi...
Kent inşaa ederken modern kent diyebileceğimiz kentlere rastlamak nerdeyse imkansız.
Yürekler betonlaşınca, beyinler çoraklaşınca yaşama dair ne varsa betonlaşmaya mahkum olur veyahut adına kapitalizm dediğimiz sistemler tarafından mahkum edilir.
Bugün halihazırda bir çok problem ve sorunla karşı karşıya kalmaktayız.
Bütün bu her şeyin başında ise muhakkak ki dünyevileşme, hırs ve tamah yatmaktadır. Dünyevileşme beraberinde bir çok felaketi getirir. Ne şehri, ne yeşil alanı, ne çocuğu, ne kadını ne de hayvanı dinler.
Malzemeyi, maddeyi, betonu, demiri, insanı ve beyni kemirir.
Velhasılı kelam her şeyi bir canavar gibi yutar.
Geriye kalan ne varsa haram eder murdar eder tarumar eder.
Çünkü dünyevileşme felaket üretir.