İlahiyatçı Yazar Mehmed Göktaş ile evlilik üzerine söyleşi
Araştırmacı Yazar Mehmet Göktaş Urfanın Nabzı haber sitemize verdiği röportajda Evliliğin hayatımızdaki yeri ve önemi hakkında değerlendirmelerde bulundu.
İşte röportaj...
Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
Kayseriliyim Erzurum İslami İlimler Fakültesi 1978 mezunuyum. On yıldan fazla ilçe müftülüğü yaptım. 1989 yılında istifa ederek ayrıldım. Ondan bu yana tamamen İslami çalışmalar konferanslar, konuşmak yazmak, koşturmaya çalışıyorum.
İslam ve insan da evliliğin yeri ve önemi nedir?
Evlilik sadece İslam’da olan bir şey değildir. Evlilik Hz. Muhammed ile başlayan bir süreç değil Allah bizi yaratırken baştan beri vardır. Ve ğeleknaküm ezvace sizi sınıf sınıf ve birbirinizle evleneceğinizi varsayarak yarım elma şeklinde yaratmıştır. Bu fıtridir, eğer evlenmesek bayan için erkek için buluğ ve akil sahibi olduktan sonra bu bir eksikliktir. Her ne kadar peygamberin sav sünneti olsa da tüm peygamberlerin sünnetidir. Evlilik Allah u Teâlâ’nın emri bazen sünnettir ama çoğu zaman farzdır. Bazen vacip bazen de yasaklanabilirdir. Yasaklanma sebebi ise tıbbı, aklı, sosyolojik açıdan olgularda arızidir. Gerek doktor gerek ulemanın tespit etikleri evlenmesinde sakınca olan maddi manevi sağlıksız bireylerdir. Toplumun geneli için değildir. Bunun dışında olan bireyler evlenmek üzere gelmiştir.
Evlilikte gençliğin beklentisi ne olmalıdır?
“Evliliğin en büyük hedeflerin biriside bu dünyaya güzel insanlar bırakmaktır”
Bunu ayet ve hadisle değil de insan olmanın içgüdüsü olarak bu dünyada kendini neslini devam ettirmesidir. Ben öldükten sonra neslim devam etme arzusu vardır. Bu fıtri olarak birinci öncelik olabilir. Peygamberlerin de önceliği sadece neslin devam etmesi değil güzel insanlarla devam etmesidir. Hz İbrahim dua ederken Allah’ım beni ve neslimi namaz kılanlardan eyle Furkan suresinde de Allah’ım bize göz aydınlığı yavrular ver muttakilerin önderleri olsun. Burada da anlaşılıyor ki neslin devamı değil neslin güzelce devamı ikinci önemli husustur. Bunu insanoğluna tembih etmeye gerek yok bunu her anne her baba bilir hisseder. Evliliğin en büyük hedeflerin biriside bu dünyaya güzel insanlar bırakmaktır.
Maddi beklentiler ne tür sıkıntılara yol açıyor, bu durum evlilik yaşını etkiliyor mu?
“Madde evliliği geciktirmezse bile hedefi saptırıyor”
Bir insanın bir bayanın evliliğine madde diye bir engel çıkarıyorsanız, bu beraberinde hemen evliliği gecikmeyi getirecek. Bazen madde ev eşya yeterli düzeyde olur geciktirmeyi getirmez ama evliliğin hedefini saptırıyor. Özellikle Türkiye İslam dünyası gibi coğrafyada madde bol değildir. İnsanımızın sosyal ekonomik durumunu hepimiz biliyoruz. Buda geciktirmeyi tehire neden oluyor. Bunu başta gençler olmak üzere hepimiz görüyoruz. Aslında gençler maddeye eşyaya fazla önem vermiyorlar. Baba ve anneleri önem veriyorlar. Güya iyi niyetle evlenince eşyası tam olsun diye dayatıyorlar. Bu iyi niyet her zaman iyi şeyler getirmiyor. Evliliğin yaşını uzatıyor. Bu maddiyatın er korkuncu evdir. Ev isteme talepleri isterse kira olsun, bu Türkiye şartlarında zor bulunan bir kriterdir. Bir işçi memur emekli olana kadar anca zar zor bir ev alabiliyorken, daha genç bir çocuğa ev almak istiyorsunuz. İmkân varsa olabilir, yoksa evlilik uzayacaktır.
Evliliğin gecikmesi ne gibi toplumsal sıkıntılar meydana getirebilir?
Evliliğin gecikmesinde daha büyük bir tehlikede var o da evliliğin tamamen ortadan kalkmasıdır. Şuan da görüp izlediğimiz kadarıyla Avrupa bunu yaşıyor. Avrupa en büyük problemlerden biriside yuvasızlıktır, evsizliktir. Bunlar paradan maddiyattan dolayı değil, hayvani isteklerden kaynaklanıyor.
Evlilikte özgürlüğün tanımı nasıl olmalı?
“Dikkat edin bir bayanın evi çocukları hapishane dışarısı da sokakta özgürlüktür diye öğretiliyor”
Onlar kadına bir şey dayattılar: Özgürlük; Özgürlük denilince akla gelen ilk şey sokaktır. Batı ya da o zihniyet birisine özgürlük nedir diye sorsan, diyeceği ilk şey çarşıdır caddedir sokaktır, meydanlardır. Diyeceklerdir. Bunu benimseyen bayanlara öğretilen şey ev yuva zindandır, hapishanedir. Anlayışıdır. Dünyanın en güzel yerini zindan anlayışı onları bu hale getiriyor. Dikkat edin bir bayanın evi çocukları hapishane dışarısı da sokakta özgürlüktür diye öğretiliyor. Dışarısı neresi başka erkeklerin gözleri en büyük özgürlük diye benimsettiriliyor. Bunun hemen arkasında çocuğu istememek geliyor. Bayanı eve bağlayan diğer bir unsurda çocuğudur. Hayvani zevklerin göre yaşaması için dışarı çıkmalıdır ama çocuk buna büyük bir engel olarak gördüğü için çocuk yapmaması lazım, evlenmemeyi teşviklendiriyor. Şuanda papalar bunun farkına vardılar gittiği yerlerde evlenin yuva kurun diye resmen yalvarıyor. Çünkü bitiyor tükeniyorlar. Bu hastalık dikkat ederseniz Türkiye’nin de bulaşmaya başladı. Bize bu güzellikleri aşılayan İslam’dır, ailedir, sıcak yuvadır. Bu coğrafyanın en büyük şansı enerjisi de budur. Bizim ev büyük kozumuz çok olmamız Avrupa’nın en büyük korkusu giden mülteciler onların memleketinde çoğalıp en önemli yerleri ellerinden almasıdır. Yönetimin ekonominin, teknolojinin başına gelecek yavruları olmaması onları korkutuyor. Birey olarak bir Müslüman evlendiği zaman dinin yarısı kurtarmıştır. Geri kalan yarısını da kendimiz kazanıp çalışmalıyız.
Evlilikte bireye toplum ne gibi sorumluluklar düşmektedir?
“Allah u Teâlâ gençlere evlenin demiyor, gençleri evlendirin diyor”
Evlilikte maddeyi illa delikanlı kendi imkânları ile ayakta kalmam mücadelesi tek verilmemelidir. Allah u Teâlâ gençlere evlenin demiyor gençleri evlendirin diyor. Demek ki evlenecek olan evliliğe gücü yetmeyenlerdir. Allah namaz kılın, oruç tutun, zekât verin diyor ama ilginçtir evlenin demiyor, evlendirin diyor. Demek ki bir genç kendi imkânları ile evlenme vaktini beklememeli diyor. Bir genci evlendirmek anne baba velilerin görevidir diyor. Birde Türkiye’nin görünmeyen kanunları vardır. Birinci kural askerlik yapılacak, ikinci kural okul (fakülte) bitecek, bitiren çoğu öğrencide iş bulamayacak, iş bulup para kazanacak derken yaş otuza vardı. Bu bir felakettir ama bunu çoğu görmüyor. Onun için diyoruz ki fakülteyi bitirmeden evleneceksin, bu bir maceraperest değildir. İnsanımız buna alışmalı Allah rızkı verir korkmayın. Hemen hoca bir dakika deyip eline kalem alıyor ya hocam bir dakika sen evlen diyorsun da ev kirası, fatura, takı, yeme içme vesaire derken ortaya büyük bir hesap çıkarıyor. Allah Teâlâ diyor ki bırak o hesabı Allah u Teâlâ o hesabın dışında rızık vereceğini söylüyor. Böyle hesap yapıp ben yarın ne yiyeceğim diyen biri Allah’ın Rezzak sıfatına iman etmemiştir. Israr etiğim üç konu var. Fakülte bitmeden, iş bulmadan, askerlik etmeden evlenmeliyiz. Toplumun bize koyduğu üç vicdansız kuralları tepeleyip öyle evlenmemiz lazımdır. Senin acı ve fakir günlerini hanımefendi bir görsün, öğrencilik günlerini anne babanın yanında kaldığını, işsizlik günlerini görsün ki ilerde bir virajda evliliği savrulmasın. Eşiniz sizi bir yerde sadece memursunuz Ahmet Mehmet Bey gibi görürse yarın başınıza bir iş gelirse eşiniz hemen cızıldıyor, ben seni böyle almamıştım diye. Sizi darlıkta görse olacak muhtemel sorunlarda daha anlayış ve basiretli olur. “Ben eşimi bilirim. Onu talebe iken aldım. Burs, kredi, anne baba desteği bağ bahçeden gelen öteberi ile geçiniyorduk.” Deyip gereken anlayışı gösterir. Hanım efendi… Bu bir nostaljik takılma değil zevk budur.
Anne baba ile aynı evde kalmanın önemi nedir?
“Bir torunu dedesiz anneannesiz bırakmak hem çocuk için hem de dede ve nene için büyük bir zulümdür”
Anne baba ile aynı evde kalmakta ayrı bir güzelliği var ayrı eve hemen çıkmaya da gerek yok. Gidip psikologlara sorun dedesiz anneannesiz çocuk ne demektir. Bunları gelin hanıma sorma belki bu onun gücüne gidebilir. Ama çocuklara dede ne demektir diye sorulduğunda “babamız bize kızarken arkasına sakladığımız kişidir.” Burada göründüğü gibi dedenin müthiş bir merhamet olduğunu anlayabiliyoruz. Dede nene ilimdir, irfandır, muhabbettir. Günümüzde çocuk bir hapşırsa gelin hanım çocuğu kaptığı gibi hemen doktora götürür. Anneannenin olduğu evde bunun gibi olaylarla çok karşılaştığı için o ne yapacağını bilir. Hiç paniklemeden ne giyeceği, ne yiyeceğini iyi bilir. Beleşten bakıcı Allah’ın bir nimetidir anneanne… Bir torunu dedesiz anneannesiz bırakmak hem çocuk için hem de dede ve nene için büyük bir zulümdür. Bu şekilde bir aile hem sosyal hem ekonomik anlamda daha rahat, daha sağlıklı, daha bereketli olur. Bu hayırlı şeylere şeytan, batı, kâfir, nefis, ayrıcalıklar gurur vesaire araya girip yalnızlaşan bireyselleşen bir toplum haline getiriyor.
Evlilikte eşyanın ölçüsü ne olmalıdır?
“Eşya eşleri köle yapıyor adeta”
Eşya bizi köle yapıyor adeta, bayan eşyanın kölesi oluyor. Eşya eşyayı çekiyor. Aldığımız bir örünün örtüsü, deterjanı, parlatıcısı, takımı seti iş başını alıp gidiyor. Bu ürünlerin ilginç yanı eşya bir yerde durmuyor, sürekli oradan buraya buradan oraya yer değiştiriyor. Evde hanımefendi temizlik düzen derken eşyanın kölesi olurken: Dışarıda da beyefendi de mağazalara taksit kölesi oluyor. Fare düşse başı yarılacak kadar çırılçıplak bir olsun demiyoruz: eğer sadelik olursa daha güzel olur. Eğer kira söz konusu ise bazı şeyleri erteleyeceğiz. Japonların atasözü tabiri ile üç güç bir yangındır. Nerden baksak acı bir olaydır eşya meselesi…
Evlilik öncesi flörtler ilişkilere tavsiyeleriniz nelerdir?
Bu konuda birilerine şu empatiyi tavsiye edebiliriz. Evlilik öncesi beraberlikler haram oluşunu anlattığımızda halde hoş görüyorsa buna diyeceğimiz pek bir şey yoktur. Farz edelim ki evlendin mutlusun! Bir gün senin eşin seninle “evlenmeden önce çokça erkek ya da kızla beraber olmuştum.” Dese buna ne dersiniz? Ya da yolda eşinizle birlikte yürürken birisi gelip senin bu eşin daha önce biz birlikteydik. Gezip tozup, birlikte yer içerdik. Bir delikanlı bunu kabul ediyorsa diyeceğimiz bir şey yoktur. Eğer kabulleniyorsa buna İslam adına diyeceğimiz bir şey kalmamıştır. Peygamber as bir delikanlı gelip Ey “Allah’ın Resulü ben zina etmek istiyorum.” Der. Efendimiz çok sakince o genci oturtarak “ annenin birisi ile zina etmesini ister misin? Delikanlı hiddetleniyor. “olur mu öyle şey? Diyor. Peygamber pekiz kız kardeşin zina yaparsa? Diye soruyor. Delikanlı yine hiddetle “asla öyle bir şey olmaz” diyor. Eşi annesi derken dört tane sayıyor. Delikanlı hepsine hayır deyince: Efendimiz de “şuan senin zina yapmak istediğin bayan birinin annesi, eşi, kız kardeşidir” der. Bunun üzerine delikanlı zina isteğinde vaz geçiyor. Bir genç bu empatiyi yaptığı zaman olayın vahametini anlayıp ona göre davranırız. İslam dışı aile hayatı flört gibi şeyler daha makul planlı bir şekilde gençlere doğru yolu kolaylaştırıp evliliğe yönlendirebiliriz.
Evleneceğimiz kişiyi nasıl seçmeliyiz?
“Her şeyde göze inanılabilir ama evlilikte kulağa inanılır”
Eğer bir genç evlenmek istediği biri varsa iyi araştırsın. Bayan da erkek te birbirini iyice araştırsın. Gençler birbirilerini iyice tanıdığını söyleyip dururlar. Şu örneği verecek olsam birisi ile bir kerelik ortaklık yaptık. Arkadaşımın birisini yanımda telefonla görüşmelerine şahit oldum. Eşi ile konuşurken eşi ile gergin tartışmalı, moralsiz bir vaziyete girdi. Bana dönüp “hocam biz evlenirken iyice seçip bakarız ama mutlu olamayız. Sizler görücü usulü ile evlenip mutlu olursunuz” deyince dedim bir dakika “ sen benimle ortaklık yapmak için kaç kişi ile görüşüp araştırma yaptın, deyince utandı.” Bende utanacak bir şey yok seni kınamıyorum, sen doğru olanı yaptın.” “Ey Allahtan korkmaz adam sen bu bayanı alırken kime sordun, kaç kişiye sordun?” Cevabı “hocam” ben gözümle gördüm oldu. Be adam sen gözünle ne gördün senin yanına gelirken en güzel elbiseleri, en güzel kelimelerini, en güzel davranışları seçip karşına gelen bir bayan… Sen bunun evini, mutfağını, annesi ile boğuşurken gördün mü? Yok görmedin. Sen sadece sana yansıttığını gördün. Bunu sadece erkekler için değil; hanımlar için geçerli bir konudur. Her şeyde göze inanılabilir ama evlilikte kulağa inanılır. Evleneceğin kişiyi yıllarca onu tanıyan komşusuna soracaksın. Ailesi ile bağı nasıl? Herhangi kötü bir alışkanlığı var mı? Kişiler evlenmeden önce artist gibi takılıp birbirilerini yanıltabilir. Oysa onun ticaretini, ahlakını, tepkisini neyi varsa onu komşusu ya da yıllardır onunla beraber olan biri bilir. Benim evlilikte ısrarla tavsiyem iyice sorun soruşturun. Ortaklık yaparken yolda veya rastgele tanıştığın biri ile ortak yapamazsak evlilikte hiç yapmamalıyız. Bu böyle iken eşinizi seçerken ailenizi kurarken sizin ailenizin parçası olan kişi nasıl sokaktan seçebilirsiniz? Nasıl bir görüşte aldanabilirsin? En büyük titizliğimizi evlilik üzerinde yoğunlaştıracağız. Ben görmeden sevmem diyorsanız yine görün ama bide bu şekilde sorup görün.
Son olarak eklemek istediğiniz bir husus var mı?
Bir insan mümeyyiz olup olgunlaştığında evliliği geciktirmeden zamanında olmalıdır. Birde kız, erkek anne babaları Allah için yavrularınız evliliğini geciktirmeyin.
Bize zaman ayırıp sorularımıza cevap verdiğiniz içim teşekkür ederiz, Allah razı olsun hocam.
Sizlerden de Allah razı olsun.
RÖPORTAJ / MEHMET BAYRAK
HABER MERKEZİ