Filistinli Gazeteci Abbas’ı yazdı: İşte Abbas hakkında bilinmeyenler!
FKÖ lideri Mahmut Abbas’ın TBMM’de ağırlanması tartışmaları devam ederken Filistinli Gazeteci Muin Naim, sosyal medya hesabında yazdığı yazıda Abbas ile ilginç detaylar verdi.
FKÖ lideri Mahmut Abbas’ın TBMM’de ağırlanması hem Türkiye’de hem de İslam dünyasında ciddi tartışmalara yol açtı.
Hamas ve birlikte hareket ettiği çok sayıda direniş grubunun Filistin halkının haklı mücadelesinde ödediği bedel açısından öncü rolü ortadayken, Türkiye tarafından siyonist çeteyle iş birliği yaptığı bilinen Abbas’ın ağırlanması tepkiler neden oldu.
Dışarıdan yapılan tartışmalar devam ederken Filistinli Gazeteci Muin Naim, sosyal medya hesabında yazdığı yazıda Abbas ile ilginç detaylar verdi.
İşte o yazı:
Birileri Mahmut Abbas için mücadelenin her safhasında var diyorlar…
Doğru ama o dönemin önemli konumlarda değil en kirli işleri yapan kişi olarak arada sırada görünüyordu. Ve onların en kötüsü Filistin halkın siyasi felaket olarak nitelendirdiği Oslo antlaşması... Ve bu antlaşmanın metninde İsrail işgal dışişleri bakanı Şimon Berezle anlaşarak Arafat'ın dahi bilgisi olmadan çok kötü bir metin hazırladı ve Arafatın önünde İmza anına kadar gelmedi ve Hüsnü Mübarek ve ABD Başbakan'ın baskısı ve Mahmut Abbas'ın sorun olmaz demesi ile zorlanarak ve hatta imza töreni sırasında imzadan vazgeçmek üzereyken Mübarek'in hakaret varan baskısı ile imza atmak zorunda kaldı.
Mahmut Abbas, ABD ve İsrail işgal yönetimi ile Yasir Arafat'a karşı büyük bir hamle yürüterek Arafatın elini zayıflatan Filistin yönetim şeklini değiştirerek ve kendisi olma şartını ABD tarafından talep edilerek bir başbakanlık pozisyonunu oluşturuldu ve O dönem Arafat kendisi Abbas için Filistin haini Filistin'in karzayi (Afganistan’ın ABD ile işbirliği yapam Afganistan başkanın adı) demişti. Ve o günlerde Yasir Arafat'a bağlı Fetih askeri kanadı (Aksa Şehit Tugayları) elemanları sokağa dökülüp Abbas'a İsrail'in ajanı diye slogan attılar.
Arafat 2003 yılında Marean Barguthi'ye askeri direniş başlatma emri vermiş olması suçlaması ile kendi başkanlık binasında kuşatıldı ve bu kuşatma sırasında Abbas onu aşarak hem Amerikalılar hemde Batı Şeriada soykırım yapan O dönemki İsrail işgalin başbakanı Ariel Şaronla görüştüğü bilinmektedir ve Arafatın askeri danışmanı ve son an'a kadar yani da olan Tümgeneral Gazi Mhanna Arafat’ın ölümü araştıran komisyonun önündeki tanıklık ifadesinde toplantılar ve Abbas'ın Arafatsız gelecek planlama başladığı haberi ve bilgileri aldığında bulunduğu binanın karşısındaki binada bulunan Abbas, Dahlan ve Güvenlik şefi Yusuf Nasr için utanç binası ve hain ekip diye adlandırıyordu.
Bu arada Arafat'ın ölümü zehirlenerek olduğu bilinmesine rağmen Hala resmi bir açıklama yapılmıyor ve birçok kaynakta zehrin varlığından hem Abbas hem de Dahlan’ın haberi ve ulaşmasında parmakları var. İkincisi; Abbas için halkın önemli bir kısmı temsil ettiğini iddiası Mehmet Bey'in okumaları pek yerli olmayan (Filistinli) kaynaklardan olduğuna bağlıyorum.
Çünkü Nisan 2021 Kudüs'te seçim yapılmamasını bahane ederek seçimi iptal eden Abbas asıl sebebi son anketlerde desteğinin yüzde 7’lere kadar düştüğünü görmesidir ve hatta parasal desteğin yeniden yapılmasının önündeki engel seçim olduğunu iddia eden AB ülkeleri aniden kararlarından vazgeçerek desteği başlattılar. Bu arada Kudüs'ün seçim durumu Abbas'ın kendisi 2005’te seçildiği ve Hamas'ın 2006'da seçimi kazandığı durumla aynıdır. Bu arada AB destekli ve Ramallah merkezli ve güvenilir sayılan Filistin Anket Araştırmaları Merkezi 5 Mart 2024’te tüm ölümleri ve savaşın kayıplarına rağmen seçim olursa Abbas mı Haniye seçerseniz ankete katılanların yüzde 70 Şehit İsmail Haniye alacaktı ve yüzde 22 Mahmut Abbas.
Tabi bu yüzde 22’nin içinde Hamas gelirse maaşlar kesilir ve maddi sıkıntı yaşarız diyen 147.000 devlet memuru da var. Yani Haniye Hamas'ın oy oranın çok üstünde oy alıyordu ve Abbas Fatih hareketinin oy oranın çok çok altında alıyor. Ankete katılanların yüzde 86 Abbas'ın istifa etmesi gerektiğini ve onun hükümeti Halka hizmet değil sadece yük getirdiğini açıkladı. Ve eğer seçime Marwan Barguthi , İsmail Haniye ve Mahmut Abbas katılırsa Abbas sadece yüzde 5 oy alır .. demekki menfaatçi, maslahatçı dâhil Filistin halkın sadece yüzde 5 destek veriyor. Demek ki Abbas artık Filistin halkın Fetih hareket Abbasî hainlikle suçlayanları gazel okumak veya ideolojik davranarak suçluyor. Ama Hocanın fark etmediği Batı Şeria'da direnen ve Abbasi hainlikle suçlayan grupların içinde Fatih, Hamas, FKHC ve bir sürü sağ ve sol yapıya bağlı.
Abbas'ın Filistin davasının sahibi ve Hamas ve İslami cihadı Filistin halkından sadece İslamcı denilen kesim temsil ettiği ve Hristiyan, Dürzîler ve hatta Samiri Yahudilerden ayrı tutmaktadır sanki Mülteci kamplarından İsmail Haniye, Yahya Sinwar, Abdülaziz Rantisi ve Fethi Şikaki gibi liderler halktan uzaktadır. Sanki Dürzîlerden birçok genç HAMAS ve İslami Cihada yardım etmekten israil zindanlarında yıllarca tutuklanmıyormuş. Bu arada Hristiyan toplumun en önde gelen iki Filistinli din adamı Manuel Musallam ve Atallah Hanna sürekli Hamas'a ve direnişe destek ve Abbas ve yönetimine İsrail işbirlikçi suçlayan bildiriler yayınlamaktadır. Mesele ideolojik değil milli bir tavırdır çünkü bu olsaydı Hamas ve İslami Cihad aşrı sol olan FKHC ve FKDC ile birlikte hareket etmezdi.
"Bu adam müzakere yoluyla aramaya savunuyor, diğerleri Askeri mücadele ve sert karşılığı savunuyor, bu bir tercihtir" Mehmet hocam bu yolun babası Yasir Arafat ve hayatın son 4 yılında bunun yanlış olduğunu ve siyonist yerleşimci işgala karşı ancak silahlı direniş olabilir dedi. Ve HAMAS Filistin halkın hakkını sadece silahla değil adil ve BM'nin tüm kararları uygulanmasını savunuyor. Ve hatta 2017 de bunun açık bir şekilde savundu. Abbas'ın savunduğu şey bu değildir çünkü Abbas ve onun çevresindeki Arkadaşları! İsrail'le müzakere değil tam iş birliği ve güvelik ortak hareket etmeye savunmaktadır ve bunun yolunda 100’lerce muhalif Filistinliyi tutuklayıp işkence edilmiştir ve 100lercesi İsrail işgal istihbaratına teslim edilmiştir. Ve tercih olsaydı Silahlı direnişe katılan ve bu yolda canını koyanlara terörist demez onlara karşı silahlı mücadele vermezdi. Bu mantıkla hiçbir işgal bitmemiştir ve hiçbir vatan kurtulamamıştır.
"Fatih'in bir dönem Hastan daha çok şehit vermiştir ve sert fedai eylemleri yapmıştır" demiş Mehmet Hoca. Bende diyorum ki doğrudur ve o dönem Arafat bu yolu tercih etmeyen ve İsraille iş birliği değil sadece sivil hizmet alanında ortak hareket eden Köy birlikleri adı ile hareket eden Filistinlileri hain ilan ederek idam ettirmişti. Bugün Abbas o köy birliklerinden çok daha ötesinde İsrail işgal çetesi ile iş birliği içindedir. Birinin bir dönemde doğru yolda olması, kendisine daha sonra yanlış yoldan gitme hakkı vermez.
Bir de Abbas'ın itirafı ile kendisi hep silahlı direnişe karşı ve hayatı boyunca hiçbir zaman bu yolda gitmediğini ve İsrail'e karşı bir kurşun dahi sıkmadığını itiraf etti. Bu arada O dönem Fatih hareketi içinde İslami görüşlü birliklerde vardı. Ve Hatta Kassam tugayları kurucu ve komutanların birçoğu ilk askeri deneyimi Fatih'te başladı. Üzerinizde vazife olmadığını söylememize pek katılmıyorum. Çünkü bölgenin en eski ve en kanlı soykırımın yaşandığı ve etkisi her yerde hissedilebilen bir dava ile ilgili görüş bildirmek ve Devletin tavrına eleştirmek aslında milli ve insani bir görevdir.
HABER MERKEZİ