Siyonist rejimin cuma akşamı Lübnan'ın başkenti Beyrut'a art arda yaptığı saldırılarda hedef aldığı Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah şehit oldu.
DİN-BİR-DER Şanlıurfa Şube Başkanı Hacı Kurt, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın şehadeti ile ilgili basın açıklaması yaptı.
“Bütün medya bu olayı konuşmaya kilitlendi”
Kurt, “Malumunuz olduğu üzere geçen hafta israil terör örgütü tarafından atılan ve her biri bir ton olan 85 füze, yani yaklaşık 80 ton ağırlığındaki füzelerle, içlerinde yüzlerce sivil halk ile beraber Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ta şehit olundu. Bu olay, hem bütün dünyada ve hem de ülkemizde çok geniş bir yankı uyandırdı. Özellikle başta sosyal medya olmak üzere hemen-hemen, bütün medya bu olayı konuşmaya kilitlendi. Bu olay hakkında birçok değişik yorumlar yapıldı ve halen de yapılmaya devam etmektedir. Bazıları bu menfur olayı şiddetle kınarken, bazıları ise buna sevinip, kutlama mesajları atacak kadar ileri gittiler. Küfrü temsil edenlerin bu olaya sevinçle yaklaşmaları normal olarak görülebilir. Çünkü İslami bir kural olan, “Küfür tek millettir” düsturu, bunu çok açık olarak açıklamaktadır. Fakat bu olaya sevinenlerin içinde bazı Müslümanları da görmüş olmamız, meseleyi İslami açıdan inceleyip bir basın açıklaması ile duyurmayı kendimize bir görev olarak kabul ettik.” dedi.
“Müslüman’ın sevinmesi değil, üzüntü duyması lazımdır”
Kurt, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu arada Hasan Nasrallah’ın Suriye’de yapılan katliamlarda imzasının olduğu iddiası, ispat edilmeye muhtaçtır. Eğer bu iddialar gerçek olarak kabul edilse bile, İslami hükümlere göre onu, Siyonistler değil, İslami bir mahkemenin yargılayıp ceza vermesi gerekirdi. Bugün, İslam Coğrafyasındaki hemen hemen bütün terörist grupları desteklediği artık herkesin malumu olan, Amerika Birleşik Terör Devleti ile İsrail Terör Örgütü’nün, Hasan Nasrallah’ı ve yüzlerce masum insanı öldürmesinden dolayı her Müslüman’ın sevinmesi değil, üzüntü duyması lazımdır. Siyonist rejim, Lübnan’da gerçekleştirdiği saldırı ile yalnızca Filistin’i değil, başta bölge ülkeleri olmak üzere bütün İslam Ülkeleri’ni, hatta insanlığın tamamını tehdit ettiğini bir kez daha ortaya koymuştur. Gazze ve Lübnan’da aynı anda birçok katliam gerçekleştiren mücrim Siyonist katiller, öldürürken Sünni-Şii hatta Müslim-Gayrimüslim ayırımı yapmazken, bazı Müslümanların, bu ölümler üzerinden hâlâ mezhepsel tartışmalara girmesi ise utanç verici bir hadisedir. Bugün İslam ülkelerini kan gölüne çeviren Siyonizm’i büyüten, Müslümanlar arasındaki bu ihtilaf ve ayrılıklardır.”
HABER MERKEZİ“Bu kalleş olaydan sonra güdümlü medyanın yönlendirmesiyle Müslümanlar arasında mezhepler bazında düşmanlık tohumları ekilmektedir.” diyen Kurt, “Sizlerin de takip ettiğiniz gibi bu menfur olayın sırtında Siyonistler ve onların uşakları tarafından Ehl-i Sünnet ve Şia Mezhep taraftarları arasında bir çatışma meydana getirilmek istenmektedir. Medyada yapılan yayınlar vasıtasıyla bu yönde bir algı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Siyonist bir proje olan BOP, yani Büyük Ortadoğu Projesi kesintisiz olarak uygulanmaya devam etmektedir. Bu sinsi planın gereği olarak 22 ülkenin sınırlarının değişeceğini Amerika Birleşik Terör Devleti’nin eski terörist dış işleri bakanı Condoleezza Rice daha önce açıklamış idi. Afganistan, Irak, Suriye ve Libya işgalleri ile Mısır’daki darbenin, ayrıca Arap Baharı Fitnesi’nin bu projenin birer parçası olduğu hakkında artık hiç kimsenin şüphesi kalmamıştır. Bu projenin nihai hedefi ise; Türkiye ve İran’ı karşı karşıya getirip savaştırmak olup, Siyonistlerin bir ütopyası olan Arz-ı Mev’ud yani güya Allah’ın onlara vermeyi söz verdiği topraklar üzerinde kurmak istedikleri büyük israil devletinin önündeki tüm engelleri kaldırmaktır. Din-Bir-Der. (Din Görevlileri Birliği Derneği) Şanlıurfa Şubesi olarak sizlerin şahsında tüm İslam Ülkeleri’nin, hassaten ülkemizin idarecilerine bir daha diyoruz ki; daha neyi bekliyorsunuz?” diye konuştu