Keçecı Şegirdi

TAKİP ET

(Urfa'da Anlatılan Meseleler) Keçeci Abdurrahman usta dükkânı yeni açmış, yapacağı keçenin yünlerini hazırlıyordu

(Urfa’da Anlatılan Meseleler)

Keçeci Abdurrahman usta dükkânı yeni açmış, yapacağı keçenin yünlerini hazırlıyordu. Ehramlı bir kadın, elinden tuttuğu 8-9 yaşlarında bir erkek çocuğuyla, dükkânın önünde durup içeriye seslendi;

-Sebbehiz xer ola kardaş.  Abdurrahman usta kucağındaki yünleri hallaç yapacağı yayın yanına bırakıp, kapıya doğru baktı. Kadını ve çocuğu görünce;

- Xoş geldi baco. Buyur bişe mi lazım?

-Kardaş ha bu uşağ yetimdir. Boş battal zuvaxlarda uyuntılıx êdiy. Dêyyem kolında biy altın bılezıgı olsın. Biy meslegı olsın elında, biy işin ucından tutsın. Eger siye de şegırt lazımsa bı uşağı yanıya al. Yada seni göziyin tuttığı salıxlayacağı namıs sehibi biy usta var mı?

Abdurrahman usta çocuğun yetim olduğunu duyunca duygulandı. Yetim sevindirmek, Allah’ı memnun etmekti. Kendisi de yetim büyümüştü. Hem yeni nesile bu mesleği öğretmek, hem bu çocuğu bir zanaat sahibi etmek lazımdı. Yetimin, kimsesizin elinden tutmak, destek olmak, sahiplenmek herkesin göreviydi.

-Gelsın baco. Yanımda biy meslek sehebı olsın. Dedi. Kadın oğluna;

- Öp ustayın elini. Dedi. Çocuk ustasının elini öptü. Kadın;

-Etı seni, gemıgı benım. Allah xerlı işler versın, deyip gitti.

Çocuk bir köşeye oturdu, Abdurrahman usta “bismillah” deyip işine döndü. Yayın başına oturup, tokmağı eline alıp yünleri attı, sonra keçeyi saracağı bezi yere serdi, üzerine keçenin nakışlarını dizdi, sonra hallaçladığı yünleri bezin üzerine serdi. Su ile ıslatıp, keçeyi sardı, ayağıyla dövmeye başladı. Saatlerce keçeyi ayağıyla dövdü. Dükkânı bir baştan bir başa kaç kere gidip geldi kendisi de bilmiyordu. Ayağının altındaki keçeye her bastığında “Allah” diyor, alnındaki terler keçeyi suluyordu.

Çırak oturduğu yerden ustasının yaptıklarını pür dikkat takip ediyordu. Abdurrahman usta arada çırağına bir iş buyuruyor, çırak hemen ustasının emrini yerine getiriyordu.

Nihayet akşam oldu. Çarşıdaki dükkânlar birer birer kepenk indirmeye başladı. Dükkânın önünden geçen komşular Abdurrahman ustaya “hayırlı akşamlar” dileyip öyle geçiyordu. Abdurrahman usta esnaf içinde hatırı sayılır, işini iyi yapan, dürüst bir ustaydı. Alın teriyle bitirdiği bir günün sonunda, etrafı toparlayıp “çok şükür” diyerek dükkânın tahta darabasını dua ile kapattı. Çırağı ustasına yardım etti. Abdurrahman ustası cebinden bir miktar para çıkarıp çırağına verip, başını okşayarak eve gönderdi.

-Yolda eğleşme. Doğrı eve get. Diye tembihlemeyi de unutmadı.

Abdurrahman usta sabah namazını dergâhta kılıp, tabakhane kahvesinde komşularıyla çaylarını içip, hal hatır sorar, sohbet eder, sonrada herkes dükkânını açmak için dağılırdı. Abdurrahman usta “bismillah” deyip dükkânın tahta darabasını kaldırdı, günlük işlerine başladı. İşine dalmıştı. Bir ara çırağı aklına geldi. Gün öğlene geliyordun, çırak hala gelmemişti. “Acaba neden gelmedi” diye merak etmeye başladı. Öğlen oldu, ikindi geçti çırak ortalarda yoktu. İkindi okundu. Abdurrahman usta dükkânı erken kapattı, ikindiyi tabakhane camisinde kılıp, çırağının evlerine doğru yürüdü. Ara sokakları geçip, arpa meydanına çıktı. Meydandaki türbeye fatiha okudu. Beykapısına giden ince sokağa boydan boya geçip, Nurali Camisinin önünden geçip karpuz meydanına geldi, enikli tahta bir kapının önünde durup, kapının büyük mandalını çalıp, kenara çekilerek beklemeye başladı. İçeriden bir kadın sesi “kim o” dedi. Abdurrhaman usta “ benim baco, keçeci” dedi. Az bir beklemeden sonra kapı yarım açıldı. Kadın kapının arkasında durarak seslendi. “Buyur kardaş. Xerdir işallah?”

-Şegir bögın tükene gelmedı. Merak ettim. İnşallah bir şey yoxtır?

-Oğlım artıx gelmiyecağ tükene.

-Xerdır bacım biy kebehetımız mı oldı?

-Yox kardaş oğlım meslegı ögrenmış.

-Bacım ben bınca senenın ustasıyam, hala nuxsanlarım var. O biy günde nasıl öğrenmiş?

-Kardaş keçeçılığın nesı var kı? Çapıdı yere serisen, nakışları kesıp düzisen, yüngı tepkıden sepisen, iki hebbe su tenelisen, soyra da sarıp tepiklisen.

Abdurrahman usta duyduklar karşısında şaşırıp, “Tamam baco” deyip, geldiği yoldan dönerken;

-Puşta bax gendı ögrendığı yetmi biy de anasına ögretmışi diyerek söylene söylene evinin yolunu tutu…

mgk Cumhurbaşkanlığı Külliyesi