Güzel gören, Güzel düşünür. Güzel düşünen, hayatından lezzet alır.

TAKİP ET

Acaba biz, sosyal çevremize hangi gözle bakıyoruz ve çevremizi ne şekilde görüyoruz

Acaba biz, sosyal çevremize hangi gözle bakıyoruz ve çevremizi ne şekilde görüyoruz.

İnsanlara, olaylara ve bizimle ilgili-ilgisiz varlıklara nasıl bakıyoruz ve nasıl değerlendiriyoruz.

Evet!

İnsanlara hangi gözle bakarsan ancak o şekilde görürsün.

İnsanlarda neyi ararsan, gözlerin sadece o şeyi görür.

Kısacası senin gözün insanlarda ve insanların sebep olduğu olaylarda neyi arıyor ise, ancak onu görebiliyor. Onun dışındaki hiçbir şey senin gözüne görünmez. Ve görünmeyecek veya sen görmemiş olursun.

Yaşanmış şu hikmetli olay, bizlere bunu kesin bir gerçek olarak göstermiştir.

Günlerden bir gün bir baba eve döndüğünde, oğlu için çarşıdan şeker, haşlanmış mısır, çikolata ve küçük bir meyve suyu, çeşitli oyuncaklar alır. Eve gelir, poşeti mutfağa bırakır. Oğlu gelir poşeti alır ve açar, içindekileri teker teker ayırarak yan tarafına bırakır. Sonra heyecanla annesinin olduğu diğer odaya koşar. Adeta annesini müjdeler gibi. Ve şöyle der:

“Anne, anne! Hele gel mutfağa bak! Baba her şeyi almış!”

Halbuki babanın aldıkları her şey değildi. Sadece çocuk için birkaç şeydi. Ama çocuğun gözünde onlar her şeydi.

Bu olay babanın dikkatlerini çektiği için ertesi gün eve döndüğünde bilinçli olarak çocuk için hiçbir şey almadı. Fakat evin bütün ihtiyaçlarını almaya gayret etti. Etten süte, şekerden sabuna, deterjandan calgona, vs. hani derler ya “İğneden ipliğe” her şey alınır.

Poşetleri eve zor taşıyan baba, poşetleri mutfağa bırakır ve çocuğun yapacaklarını çaktırmadan gözetlemeye başlar.

Oğlu yine dün yaptığı gibi gelir poşetleri açar, poşetlerin içindeki bütün eşyayı teker teker çıkarır ve kenara bırakır.

Birden yüzünün rengi değişir. Morali bozulur ve neşesi kaçar. Ve ağlamaklı bir ifadeyle:

“Anne! Baba hiçbir şey almamış!” der.

Evet, çok şey almıştı ama onun gözünde sanki hiçbir şey almamış.

Çünkü onun aradıkları yoktu.

Çünkü onun görmek istedikleri görünmüyordu.

Çok şey vardı ama onun için hiçbir şey yoktu.

Etrafımızda her şey var, hem de çokça var. Biz de bunları gözlerimizle görüyoruz. Fakat bu varlıklar bizim için pek bir şeyler ifade etmiyorlar.

Hani derler ya; ‘Unun var, şekerin var. Ustan var. Niçin helva yapmıyorsun?’

İnsanların birbirlerine tuhaf ve kusurlu bakışların benzeri dünya ve üzerindeki diğer varlıklara da yapılmıyor değil.

Şair;

Vatanımda sular akar başıboş;

Herkes, birbirini kakar, başıboş,

Bozkırlardan topal bir tren geçer;

Çocuk, merkep, öküz bakar, başıboş.

Netice-i kelam: Herkesin bakış açısı ve bakıp gördükleri veya göremedikleri şeyler aynı olmayıp çok farklı şeylerdir.

Kimi var ki;

“Cim”in karnından nücuma(yıldızlara) bakar,

Kimi var ki;

Karnını yarsan bir “cim” çıkmaz.

Kimi var ki;

Bir damlada deryayı görür,

Kimi var ki;

Deryada boğulur da hiçbir şey görmez.

Kimi var ki;

Çok uzağı görür.

Kimi var ki;

En yakın olanı görmez,

Kimi var ki;

Hiç dost görmez.

Kimi var ki;

Herkesi dost bilir, düşmanı görmez,

Kim var ki;

Dost ile düşmanı ayırt edebilmez.

Kim var ki;

Baktığı halde hiçbir şeyi görmez.

Kim var ki;

Gördüğü şeylere dönüp de bakmaz.

Kim var ki;

Her şey de ‘Bir’ olanı görür.

Kim var ki;

Bir şeyleri gördüğü halde ‘Bir’i görmez.

Herkes bir görmez ve bilmez.

Herkes bilmez gökte ne var,

Görür onu göz sahibi

Parıldıyor güneş kadar.

Hakikate umman gibi

Şu ahir zamandaki kadar

Görülmedi doğrular, eğri gibi.

Senin için hiçbir şey ifade etmeyen bir şey, başkası için hayati bir şey olabilir.

Bencil olmadan o şeyi de onun hatırına vermen güzel bir görüştür.

Bazen de senin için hayati değeri bulunan bir şey, başkası için bir anlam ifade etmeyebilir.

Dolayısıyla o kişi buna değer vermez. Sen, ona kızarak,

‘Niçin bu kadar önemli bir şeye sen de değer vermiyorsun?’ demen gerekmez.

Sakın! Hoşgörülü olmayı erteleme!

Bırak!

Herkes, kendi güneşiyle ısınsın.

Herkes kendi güneşi etrafında dönsün.

Herkes kendi ateşinde yansın.

Herkes kendi bahçesinde oynasın.

Herkes kendi sevgilisini sevsin.

Herkes kendi sevgisiyle sevsin.

Herkes kendi gözü ile görsün.

Herkes kendi kulağı ile işitsin.

Herkes kendi dili ile konuşsun.

Sen, kendi gözlerinle baktığın halde, başkasının görmek istediği şeyleri görmeye çalışma!

Emin ol ki! Bu da bir çeşit körlüktür.

“Biz, her şeyi en güzel şekilde yarattık.”

En güzel yaratılan yaratıkları sen de güzel olarak gör.

Her şeyin en iyisini al!

Gerisini bırak, git.

Bu dünyada sana uyan şeyler de vardır. Sana uymayan  şeyler de vardır.

Kendini, kendi güzelliklerinle bütünleştir.

Etrafındaki güzelliklerden de kopuk bir güzel olma!

Şu güzel ve özlü sözü oku, ezberle ve her zaman tekrar et!

“Güzel gören, güzel düşünür.

Güzel düşünen, hayatından lezzet alır.”