Bakan Yanık: Kadına yönelik şiddetin sebepleri arasında alkolizm var

TAKİP ET

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, basın kuruluşlarının Ankara temsilcileri ile bugün Ankara 75

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, basın kuruluşlarının Ankara temsilcileri ile bugün Ankara 75. Yılı Huzurevi Yaşlı Bakın ve Rehabilitasyon Merkezi’nde buluştu ve bakanlık çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Toplantıda basının sorduğu sorulara cevap veren Yanık, önemli konulara dikkat çekti.

Öncelikle bunu bir ifade edeyim. Yani yasal düzenlemelerle alakalı herhangi bir zaafımız yok ama uygulamayla ilgili zaman zaman sıkıntılar çekiyoruz. Belki uygulayıcı kurum ve kuruluşlardan ama daha çok da toplumsal tepkilerden kaynaklı bir sıkıntımız var. Yani işte alkol mesela çok basit bir şey söyleyeyim. Kadına yönelik şiddetin sebepleri arasında yüzde 70, 75’e yakın alkolizm var. Alkolle ilgili bir tartışmaya açmamız mümkün değil. Direk hayat tarzı engeliyle karşı karşıya kalırsınız. Çok net söylüyorum bakın çok dürüstçe söylüyorum.

"Kimse eşcinselliği hiçbir problem değilmiş gibi kabul etmeyi bizden beklemesin"

Ya da işte eşcinsellik tartışmaları hemen işte bireysel özgürlükler, bireysel özgürlük kısmı başka bir şey ama toplumsal hayatı etkileyen tarafı başka bir şey. Ben konuşmalarımda hep şu ayrımı çok net bir biçimde yapıyorum. Yaptığım da yapmaya da devam edeceğim. Eşcinsel vatandaşlarımız da bizim vatandaşlarımız. Çok net. Haklarını korumak, yaşam haklarını korumak vesaire o ayrı bir şey. Devletin sorumluluğudur ve bundan taviz veremez. Ama öbür taraftan eşcinselliği normalleştirmek, eşcinselliği kamusal alanda hiçbir problem değilmiş gibi kabul etmeyi bizden beklemesin. Ne bireysel olarak ne hükümet olarak… İkisi birbirinden çok ayrı şeylerdir. Bu sınırı bir çekelim, ondan sonra konuşalım.

"Dünyada maalesef çok kesin bir LGBT propagandası yürüyor"

Bizim aile değerlerinin korunması, evlilik birliğinin, çocuklar, çocukların gelişimi noktasında gerçekten çok özenli bir sürece ihtiyacımız var. Bunu özellikle şunun için söylüyorum. Dünyada maalesef çok kesin bir LGBT propagandası yürüyor ve bunun arkasında çok büyük bir ekonomik desteğin olduğunu da lobi desteğinin olduğunu da görüyoruz. Biz sadece kendi inanç değerlerimiz çerçevesinde değil. O zaten çok önemli evet ama öbür taraftan insani insan değerleri çerçevesinde de eşcinselliği normalleştirmek, yayılmasıyla alakalı bir göz yummak gibi bir şeyimiz olamaz. Bu noktada gereken bireysel gereken toplumsal çalışmaları yapmamız lazım. Kaldı ki ortada bir dayatma normalleştirme için uğraşılan süreç neredeyse bir norma dönüştürülmeye Avrupa’da Amerika'da küçücük çocukların kişisel gelişimlerinin baskılandığı, cinsel kimliklerinin, cinsiyet kimliklerinin baskılandığı bir takım örnekleriyle görüyoruz ki bunlar çok hakikaten çok çok tehlikeli süreçler.

"Akran zorbalığı ve çocuk şurası"

Akran zorbalığı meselesi çok önemli. Akran zorbalığının maalesef son zamanlarda sıkça duyduğumuz bir mesele. Bizim de şu anda bakanlık olarak üzerinde çalıştığımız bir mesele. Mart sonu yani Ramazan’a kalmamasını ümit ediyoruz. Bir Çocuk Şurası yapacağız. İlk kez Türkiye’de Çocuk Şurası ve Çocuk Şura’sı içerisinde konuşacağımız başlıklardan birisi de akran zorbalığı. Fakat şurayı beklemeden önce şu anda şimdiden arkadaşlarımız çalışmaya başladılar. Burada bir farkındalık yani akran zorbalığı nedir? Bir hangi davranışı akranlarından zorbalık gördüğünü bize anlatıyor. Ebeveynin ilk fark etmesi gereken şey, bununla ilgili bir farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı’mızla o anlamda sürecin takibi gerek bizim meslek personeli arkadaşımız gerek öğretmenlerimizle kuracağımız temas noktasında süreci nasıl beraber yürütebiliriz? Bunun çalışmalarını yapıyoruz.

"Yeğenim öğretmen bana mesaj göndermişti"

Geçen gün de anlattığım bir yerde akran zorbalığı ile ilgili ilk benim böyle gerçekten çok etkileyen bir şey. Mersin'deki geçtiğimiz günlerde biliyorsunuz 12 yaşındaki kız çocuğu okulda bir bıçaklama hadisesi. Maalesef vefat etti 12 yaşında bir çocuğumuz. O olaydan sonra Mersin’de benim bir yeğenim ilköğretim öğretmeni. Bana bir mesaj göndermişti. Çok şey etkilendim. Dedi ki, ‘akran zorbalığı çok yaygınlaşmaya başladı. Aileleri çağırıyoruz, söylüyoruz ama kabul etmiyorlar. Yani çocuklarının böyle bir davranış gösterdiğini kesinlikle aileler kabul etmek istemiyorlar ya da ne yapacaklarını bilmiyorlar. Dolayısıyla bu konuda ben hakikaten çok endişeliyim bir anne olarak. Bir öğretmen olarak çok endişelim’ diye böyle benimle paylaştığı duyguları vardı. Dolayısıyla akran zorbalığının şu anda hem biz hem Milli Eğitim Bakanlığı’mız ama bu işin bir tarafındayız. Muhakkak Sağlık Bakanlığı’nın da olması gerektiği açık. Beraber çalışıyoruz. Çalışma sonuçlarımızı önümüzdeki süreçte daha çok duyacaksınız.